Toplumda boşanmalar artmaya başladı. Anahtar teslimi ev, gösterişli düğün, altı ay sonra duyduk ki ayrılmışlar.

Ona, boşanınca her şey çok güzel olacak mı demişlerdi. Hayatının beyaz atlı prensini bulacağını mı söylemişlerdi.

Halbuki ne beyaz atlı prensini bulabilir, ne de hayatı güzel olur.

Evlendiği erkekten boşanınca etrafı, ırz düşmanı, namussuz, şerefsiz, aşağılık mahluklarla dolar.

Kendi ayakları üzerinde durmak, geçimini sağlamak için İşkur'a müracaat edip kaydını yaptırdı, marketlerde iş aramaya başladı.
Çalışmak zor, para kazanmak daha da zordu.
Etrafı uygunsuz tekliflerde bulunan karaktersizlerle doldu.

Bazılarını hayatına aldı, sahte vaadlerine kanıp evlenirler zannetti.
Halbuki ne evlenmesi, hayatına aldığı o erkek de bir tekme attı.
Özellikle genç kızlarımıza söylüyorum. Oturup çay bile içtiğiniz erkeği tanımıyorsanız uzak durun.

Zoru gören boşanmış hanımlar, anneler, babalar yeni evlenen gençlerle konuşun, evlerine, eşlerine sahip çıkmayı öğütleyin.
Öğütleyin ki boşanmalar azalsın, yuvalar yıkılmasın.
Yeni yeni sorunlarla boğuşan bayanların sayıları azalsın.

Şiddetin her türlüsü kabul edilmez ama hafif şiddete kadın da erkek de sabretmeli.

Çok ağır olumsuz vakalar dışında sakın boşanmayın.

O, yanınızdaki kocanızı hayatınızdan çıkardıktan sonra peşinize düşecek ırz düşmanı, namussuz, şerefsizler, kocanız varken yanınıza bile yanaşmaz.

O, yanınızdaki eşinizi, kocanızı yıkmayın. Evinizi, düzeninizi bozmayın, sevginizi verin, sabredin ama hayatınızı mahvetmeyin.