Birsen Eker

Birsen Eker

Tüm Makaleleri

Bir Milletin Anıtlaşan Vefası: Çanakkale Şehitler Abidesi
Çanakkale… Bir milletin kaderinin yeniden yazıldığı, bağımsızlık meşalesinin yakıldığı topraklar. Bu topraklar, sadece vatan uğruna dökülen kanlarla değil, aynı zamanda sonsuz bir fedakârlığın nişanesi olan bir abideyle de anılır: Çanakkale Şehitler Abidesi.

19 Aralık 1960 tarihinde açılan bu görkemli anıt, yalnızca bir yapı değil; bir milletin kahramanlık destanının taşlara işlenmiş hâlidir. Gelibolu Yarımadası’nın Morto Koyu sırtlarında yükselen abide, baştan sona bir anlam yolculuğudur. Onun göğe uzanan sütunları, sanki hayatlarını feda eden o aziz şehitlerimizin ruhlarına birer merdiven gibidir.

Bir Milletin Borcu

Her milletin tarihinde, varlığını borçlu olduğu kahramanlıklar vardır. Çanakkale Savaşı, Türk milletinin bu borçların en büyüğünü ödediği yerdir. İşte bu nedenle, savaşın ardından uzun yıllar boyunca bir abide fikri gündemde kalmıştır. Ancak ancak 1954 yılında somut adımlar atılmaya başlanmıştır. Bu süre zarfında yaşanan zorluklar, belki de abidenin kıymetini daha da artırmıştır.

Anıtın İnşası ve Anlamı

Abidenin her bir detayı, şehitlerimizin fedakârlığını yansıtmak için özel olarak tasarlanmıştır. Anıt, dört büyük sütunla çevrilidir ve sütunların taşıdığı devasa bir taş kubbe gökyüzüne doğru yükselir. Sanki bir ulusun birlik ruhu, bu dört sütunun üzerinde bir araya gelmiştir. Altında yer alan müzede savaşın izleri; o günlerin kıyafetleri, eşyaları ve mektupları, ziyaretçileri duygusal bir yolculuğa çıkarır.

Bugün Çanakkale

Her yıl binlerce yerli ve yabancı ziyaretçi, bu anıtı görmek için Gelibolu’ya gelir. Anıt, sadece Türk milletinin değil, dünya milletlerinin de saygı duyduğu bir yapı hâline gelmiştir. Çünkü Çanakkale, savaşın kan ve barut kokusundan barışın umuduna dönüşen bir hikâyedir.

Bir Vefa Borcu Daha

Çanakkale Şehitler Abidesi, sadece geçmişi anmak için değil, gelecek nesillere de bir ders bırakmak için vardır. Vatan sevgisinin ne demek olduğunu anlamak isteyen her birey, abidenin gölgesinde bunu hissedebilir. Bugün her birimizin görevi, bu fedakârlığı unutmamak ve gelecek nesillere taşımaktır.

Bu anıt, Türk milletinin ruhunun bir aynasıdır. Her ziyaret eden, o aynada bir nebze olsun kendi tarihini görür. Ve bizler, bu tarihi unutmamak için her 19 Aralık’ta gönüllerimizde bir anıt daha inşa ederiz.
Birsen Eker