Sana, çok uzak bir yer­den ses­le­ne­ce­ğim

kal­bi­min yol geç­mez şe­hir­le­rin­den

kuytu bir or­man­da koşan ce­ren­ler­den

dicle’den, nil’den

kut­san­mış bütün ne­hir­ler­den bir haber ge­ti­re­ce­ğim sana

dün­ya­ya öfke dolu se­sim­le ko­nu­şa­ca­ğım

kay­dı­na af­fe­dil­mez yal­nız­lık­lar düş­müş gö­çe­be­le­rin di­liy­le an­la­ta­ca­ğım

en uzak ya­kın­dan bir haber ge­ti­re­ce­ğim sana

su ile top­rak ara­sın­da ka­rı­lır­ken ruhum

do­kun­dum yaz­gı­ma

ay­na­lar yü­zü­me küs­me­den

hırs­la dön­düm sır­tı­mı ha­ya­ta

bi­le­rek, ’’belâ!’’ demiş ol­ma­lı­yım alem-i er­vah­ta

yaz­gı­sı­na sür­gün olmuş kim varsa tanır beni

sen de ta­nı­ya­cak­sın

uzun ge­ce­ler­de

kent­le­rin ten­ha­sın­da ge­zi­nen mec­zu­bun di­liy­le ko­nu­şa­ca­ğım sana

kal­bin­den başka gi­decek yeri ol­ma­yan­la­rın ko­nak­la­dı­ğı gönül sa­ray­la­rın­dan bah­se­de­ce­ğim

ve ge­ce­nin kal­bi­ne inen ayet­ler­den oku­ya­ca­ğım yü­zü­ne

tuz diye ya­ra­ya dö­kü­len ayet­ler­den...

ateşe müp­te­la bir per­va­ne gibi ko­nu­şa­ca­ğım

göğün fe­lek­le­rin­den bir haber ge­ti­re­ce­ğim sana

ya­şa­yan ölü­ler­den söz aça­ca­ğım

çok unut­kan çok nan­kör çok zalim çok ace­le­ci in­san­dan

bir haber ge­ti­re­ce­ğim sana

iha­ne­te ve zulme isyan eden kal­bim­le ko­nu­şa­ca­ğım

kı­yı­la­ra han­çer gibi vuran med-ce­zir­ler­den

kı­yı­sı­na kı­rıl­mış ha­liç­ler­den

me­zar­lar­dan bir haber ge­ti­re­ce­ğim sana

kor­kar insan pran­ga­dan, ke­lep­çe­den

kor­kar değil mi ate­şin koy­nu­na gir­mek­ten

ma­pus­lar­da par­la­yıp sönen hür­ri­ye­tin di­liy­le ko­nu­şa­ca­ğım

yak­ma­yan ateş­ten bir haber ge­ti­re­ce­ğim sana

kin ve kı­lıç­la yo­ru­lan dün­ya­da

ne kadar mutlu ola­bi­lir insan

hiç­bir şey söy­le­me­yen söz­le­re ya­zık­lar olsun

su­suz­luk gi­der­me­yen su­la­ra da dar­gı­nım

ateş­le sı­nan­mış bir kalp­le ko­nu­şa­ca­ğım

yal­nız­lı­ğın dar ge­çit­le­rin­den bir haber ge­ti­re­ce­ğim sana

gül ağa­cı­na ema­net et­ti­ğim gür­büz be­yit­ler­den söz aça­ca­ğım

bir gül için bin di­ke­ne su veren müş­fik el­ler­den

da­ra­ğa­cın­da gü­lüm­se­yen Man­sur’dan bir haber ge­ti­re­ce­ğim sana

utanç ça­ğın­dan bık­mış bir dille ko­nu­şa­ca­ğım

ne çok yor­gu­num insan ol­mak­tan !

ha­ya­ta, bir taş kadar ya­kış­ma­yan yü­züm­den bah­se­de­ce­ğim

mün­ze­vi dağ­lar­dan bir haber ge­ti­re­ce­ğim sana

kı­ra­ğı­sı çö­zül­me­miş bir kal­bin tit­re­yen hüz­nüy­le ba­ka­ca­ğım göz­le­ri­ne

ben siyah se­ma­zen

yan­lış ad­re­se git­miş mek­tup­la­rın ça­re­siz­li­ği ile ko­nu­şa­ca­ğım sana

harf­siz ... nok­ta­sız... ad­res­siz...