Gerçekten sahipsiz miyiz.
Her sohbetimizin içinde sahipsiz Kırşehir cümlesini kurmadan diğer söyleyeceklerimizi tamamlamıyoruz.
Bu durum gösteriyor ki çözüm noktasında Kırşehir kendisini yanlız hissediyor.
Oysa içinde bulunduğumuz ilin sorunlarının derli toplu görüşüldüğü, konuşulduğu bir ortam yok.
Böyle bir ortam oluşturmanın çabası da yok.
Meclise gönderilen iki vekil, seçilen Belediye Baskanı, Atanan Vali, Atanan Rektör, Seçimle gelen siyasi partilerin İl Başkanları ve Güçlü Sivil Toplum Kuruluşlarının Başkanları ne zaman bir araya gelip şehrin alî menfaatlerini gündeme getirip tartışmışlar.
Sahipsiz Kırşehir, cümlesi neden kurulur.
Aslında bu cümleyi kuranların kendisini umutsuzluğa, 
sorumlu makamlarda temsil yetkisi ile oturanları ise çaresizliğe peşinen mahkum etmiyor mu?
Sen ben değil, temsil noktasında sorumluluğu taşıyan, yetkiyi elinde bulunduranların, sorunu olan insanların dertlerini ve şehrin sorunlarına çözüm önererek çareler üreten ve uygulayan bir kapasiteye, bir anlayışa inandıkları gün sanırım bu cümle bir daha sarf edilmeyecek.
Etliye, sütlüye karışmadan günü bitiren idareciliği herkes yapar.
Önemli olan taşın altına elini koymak.
Kırşehir'in sorunlarının çözüm yerleri neresi, Kurumlar.
Peki Kurum Müdürlerine sahip çıkılıyor mu?
Kırşehir de görev yapan Tarım İl Müdürü nereye gitti?
Peki Tarım İl Müdürünün yerine kim geldi?
Kırşehir de görev yapan Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü nereye gitti?
Peki Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürünün yerine kim geldi?
Kırşehir'e hizmet eden Daire Müdürlerine neden sahip çıkıp daha da başarılı olmaları için destek verilmiyor.
Peki bu daire Müdürlerine kim sahip çıkıp destek verecek, elbette o ilin Valisi, Milletvekili, İktidarın İl Başkanı.
Vali, Milletvekili, İktidarın İl Başkanı neden bürokratlarına sahip çıkmaz.
Sizler sahip çıkmaz iseniz birileri bu boşluğu doldurur.
Kırşehir'e atanan ve Kırşehir'den tayini çıkan ya da çıkartılan Müdürlerin arkasında küçük beyinli, ben merkezli, menfaat şebekelerinin parmağı varsa, bu da yetkililerin ayıbı.