-T-
Taaccüp etmek: Hayret etmek, şaşma
Tafana- Tandır: Yufka ekmek yapılan yer
Tahtabı: Takunya
Taka: Kerpiç duvara açılmış kapaksız dolap
Takalik: Kerpiş evlerde tava koyma dolabı
Takat: Güç
Talaz: Tozlu kuvvetli esen rüzgâr
Taman: Hani, hani ya! Var ya!
Tan gevişi çalmak: Sabaha kadar durmadan vara yoga konuşmak
Tandır: Yufka ekmek pişirilen 80 cm derinliğindeki çukur
Tandırlık: Ekmek yapılan yer
Tantan: Ramazanda çalan davul
Tapan: Tarlada kullanılan çiftçi aleti
Tapanlamak: Düzleyip gitmek
Taplu: Pencere
Tarpadan: Hızlıca, aniden
Tat: Kekeme, dilsiz, peltek konuşan
Tatavı: Eli ayağı karışan
Tatavu: Ala pişmiş pişecek, hafif çiğli sulu yemek
Tav: Kıvam
Tavatır: Çok güzel, iyi, mükemmel
Tavlamak: Besiye çekme, güzel söz söyleme
Tavlı: Besili, verimli, güçlü
Tayır: Tahir
Tebaat: Huy, karakter
Tebelleş: Bulaşmak, alışmak - dadanmak
Tekleme: Tek, tük, seyrek
Tekne: Hayvan yemliği
Telek: Kanatlı hayvanların tüyleri
Telli: Nazlı
Teltik: Hatırlanması zor olan
Temek: Hayvan dışkılarının depolandığı yer, gübrelik
Tengilim aşmak: Takla atmak
Tenmek: Fırlayıp gitmek
Terek: Sergen
Terki: Atın arka tarafı
Ters: Dışkı, gübre
Teselleme: Misal getirme, öğüt verme
Teşt: Büyük leğen
Tevek: Kavun ve karpuzların yaprakları
Tevellüt: Doğum tarihi
Tevir: Değişik, yabancı, çeşit
Tezek: Büyükbaş hayvan dışkısından kasnakta sertleştirilerek
kurutulan yakacak
Tezikmek: Boşa koşmak
Tıfıl: Küçük, ufak tefek şeyler
Tığrınlı: Hastalıklı, marazlı
Tığteber: Bom boş
Tınas: Sürülmüş samanla buğdayın bir arada toplanması
Tıngır: Boş kafalı, güçsüz
Tırampa: Karşılıklı mal değişimi
Tırık: Zayıf, titrek yapılı
Tırıp: Çok, pek çok
Tırman: Tarla komşusu, yan yana tarla
Tırsımak: Geri adım atmak
Tıtı: Titiz
Tıvgalı: Büyümeyen zayıf çocuk, çorlu, çıbanlı bakımsız çocuk
Tike: Parça, lokma
Tilbi: Sinecen, içinden pazarlıklı
Tilifli: Sürmeli, boyalı
Tirit: Elbisesi yırtık olan kişi
Tohralı: Çok öksüren
Toka: Kerviç duvara oyuk şekilde yapılan içine eşya konulan
yer
Toklu: Bir yaşındaki dişi koyun
Tokmak: Ağaçtan yapılmış bulgur dövme aleti
Toksözlü: Hatayı yüze vurma, çatal dilli
Tokuç: Çamaşır dövülen uzun saplı ağaç
Tombalak: Yuvarlanmak
Tomofil: Otomobil
Topaç: Armut şeklinde ucu sivri ağaçtan yapılmış iple döndürülen oyuncak
Topak, toparlak: Yuvarlak
Topalak: Enine boyuna bir olan insan
Toplanmak: Düzenli olmak
Tor/toy: Kağnıya koşulan tosun
Tort: Köpeklerin boğazına takılan sivri uçları bulunan tasma
Tosgaba: Kaplumbağa
Tosulamak: Çocukların emeklemesi
Toy: Kuşların iri olan türü /Acemi anlamında da kullanılır
Töhmeleme: Hayvanların çok yemesi, midesi bozulması
Tök: Hatasını yüzüne vuran kişi
Tömürüklü: Öksürüklü, hastalıklı
Tönge: Tırpanla ekin biçerken destenin düzgün olmasını sağlayan süpürgelik, ottan yapılan bir düzenek
Töslemek/toslamak: Engele takılmak
Tulkhumuş: İçi geçmiş, işe yaramayan
Tuluğ: Göbekli, şişman
Tuluk: Yoğurt, peynir konan hayvan gönü
Tummak: Suya dalmak
Tumman: Kadın donu
Tunç: İki tarla arasındaki sınır, an
Turfan: Yayık
Tuturuk: Tandır ve ocak yakmak için kullanılan ince ot.
Tükel: Hepsi, tamamı
Tülemek: Kümes hayvanlarının tüy dökmesi
Tülü: Yünden örülmüş Namazlık, battaniye
Tüneme: Kümese girme / erken yatma
Türemek: Üremek, çoğalmak
Tüymek: Kaçıp gitmek.
KIRŞEHİR AĞZI KELİMELER VE SÖZLÜK -21
Şahin Tokmak
Yorumlar