Allah kitabımız Kuran da “ insanı ahseni takvim suretinde yarattım”. Diyor.
Kitabımızı okuyup bizlerde buradan insanın en güzel surette muntazam ve muhteşem bir şekilde yaratıldığımızı anlıyoruz.
Çağımız bilgisayar hatta uzay çağı; elimizde ufacık aygırlarla istediğimiz bilgilere doğra ve yanlış adreslere girerek öğreniyoruz. Her şey zıttı ile yaratıldığı için, doğru adrese gidersek doğrulara ulaşıyor, yanlış adrese girersek yanlışlarla karşılaşıyoruz.
İnsan yaratılış itibariyle nazik ve nazenin olarak yaratılmış, yaratan kâinatı yaratırken şifrelemiş yaratıkları bir birine muhtaç şekilde yaratmış ve hepsini insanın emrine vermiş.
İnsanları da yarattıktan sonra kabile Kabile kabile ayırmış, bir birbirleriyle tanışsınlar yardımlaşsınlar kabiliyetleri gelişsin, birbirleriyle dayanışma içinde yaşamaları için imtihana tabi tutulmuşlar.
Bugünlere kadar hayat seyri devam etmiş ve dünyada 200’ün üzerinde devlet ve binlerce kabile topluluğu oluşmuş. Yardımlaşması gereken insanlık savaşlarla karşılıklı kutuplar oluşturmuş, son yüz yılda dünyamızı kana bulamaktan da çekinmemişler. Çeşitli paktlar çeşitli birleşimlerle dünya devletleri bir araya gelmişler.
Bazı devletler diğer devletlerden daha güçlü duruma gelmişler. Güçlerini artırmak içinde piyon devletçikleri, kabileleri ve anarşik gurupları masum insanların üzerine göndermişler. Buna vekâlet savaşları adını vermişler.
Bu vekâlet savaşları maalesef çoğunluğu Ortadoğu coğrafyamızda bizim ülkemiz sınırları etrafında devam etmekte milyonlar evinden yurdundan edilmiş; dünya adeta sığınmacı konumuna düşürülmüş. 2024 yılında kan gölü olan dünyamızda; 2025 yılının barışa kardeşliğe dayanışmaya hamile bir yıl olmasını temenni etmekteyiz, dua ediyoruz.
Gazze de bir barış umudu doğar gibi, Suriye kendine gelir gibi, Ukrayna- Rusya harbi ne olacağı belli olamayan bir satranç oyunu gibi.
Ama baş aktör naletlenmiş bir topluluğun bu savaş ve gözyaşında başrol oynaması. İslam devletlerininde kukla pozisyonundan çıkamaması…
Allah devletimize zeval vermesin. Bu keşmekeş ortamda Türkiyenin elinden geldiğince inisiyatif alması ve gayretleri, bir nebze barışa hasret topluluklara umut olmakta…
BİLMEK
Onlar zerrelerine kadar seni biliyor.
Ne diyeceğini önceden talim ediyor.
Başının dikliğini eğemeyeceğini biliyor.
Sen yol aldıkça onlar deliye dönüyor.
Şüphelenmiyorlar, onlarda biliyorlar.
Tavizsiz dik duruşundan korkuyorlar.
Hem görerek hem de bilerek okuyorlar.
Sen yol aldıkça onlar engel dokuyorlar.
Lokomotif çeker, bütün vagonları,
Bilirler yükü çekeni, O lokomotifi...
Vagonlarda çevrilir ayak oyunları,
Vagonlar olmasa da, yolcu yolunda...
Şahin TOKMAK
