1991 yılında İlâhiyat Fakültesi 1. sınıf öğrencisiydim. O yıldan beri aktif olarak vaaz ediyorum. Vaazlarımda gerek Efendimiz ÂleyhisSâlâtu VesSelâm'dan önceki kavimlerin, İman ettikleri için gördükleri fiziki ve psikolojik şiddeti, gerekse Efendimiz (ÂleyhisSâlâtuVesSelâm)'ın ve ashabının Mekke müşriklerinden, münâfıklardan ve yahudilerden gördükleri eza ve cefaları anlatırdım hep.
Anlattıklarım beni yıllar öncesine götürür, duygulanır ağlardım. Çünkü dillendirmesem de içten içe o yıllarda yaşamayı, o insanlarla birlikte İmanın halavetini iliklerime kadar hissetmeyi arzulardım.
Ah derdim, keşke Bilâl'in  çıplak vücuduna konulan kocaman taşların, Bilâl'in şehadetine şahitlik ettiği gibi, ben de Bilâl'in İmanına şahitlik etseydim. 
Keşke derdim,  sayıları 40'a ulaşmayan sahabeler kolkola girip Kâbe'ye yürüdüklerinde, ikinci safta kolkola Kâbe'ye yürüyenlerden biri de ben olsaydım. 
Ah derdim, Uhud'ta Rasulullah (Sallallahu Âleyhi Ve Sellem)'in başı yarılacağına, benim başım yarılsaydı. Bütün dişlerim, Rasulullah ÂleyhisSâlâtu VesSelâm'ın tek bir dişine kurban olsaydı. Rasulullah ÂleyhisSâlâtu VesSelâm'ın yüzüne batan miğferin kanattığı o yanak, benim olsaydı.
Keşke derdim, adım Sümeyye olsaydı da Cennette "ilk şehit" ünvanıyla anılsaydım. 
Ah derdim, efendisi tarafından ateşle işkence gören Habbab, ALLAH dediği için öldüresiye dövülen Ebu Zer Radıyallahu Ânh olsaydım. 
Ah, yıllarca boykot uygulanıp aç-susuz bırakılan ama hiç pes etmeyen, dimdik ayakta duran ashabın bir ferdi de ben olsaydım. 
Keşke derdim, Rasulullah ÂleyhisSâlâtu VesSelâm'ın üzerine deve işkembesi konulduğunda, onu temizleyen eller, benim ellerim olsaydı. 
Ona atılan oklara ben hedef olsaydım.
Ah derdim, Rasulullah ÂleyhisSâlâtu VesSelâm'ın ufacık bir iltifatına mazhar olmak için bütün belâlara, bütün eziyetlere gönüllü boynunu uzatan Rasulullah ÂleyhisSâlâtu VesSelâm'ın aşıklarından biri de ben olsaydım. 
Keşke derdim, imanın zirvede olduğu o çağda yaşayıp, Cennetin efendilerini, dünya gözüyle görseydim. 
Onların taş gibi sağlam İmanlarına, sabırlarına, mangal gibi yüreklerine, tevekkül ve teslimiyetlerine şahit olsaydım.
Bazen oturur uzun uzun tefekkür ederdim. 
O günlerin geçtiğini düşünür, artık o seviyede İmana, sabra, teslimiyete sahip birilerinin gelmeyeceğine kanaat getirir ölesiye üzülürdüm. 
"Ne talihsiz bir çağda yaşıyorum" derdim sitemkâr bir edayla. "Benim de kaderimde böyle acaip bir çağda nefes alıp vermek varmış." der hüzünlenirdim. 
🔹Lâkin Günlerdir "Ey İman edenler! İman ediniz!" âyeti kerimesinin tecellisini müşahede etmekteyim. 
Hâşâ önceden İman etmiyormuşum da yeni Müslüman olmuşum gibi bir İman kuvveti hasıl oldu gönlümde. 
Filistinlileri izliyorum hayretle.
☝️Kardeşini defneden genç gülümseyerek "HASBÛNALLAH Ve Ni'mel VEKİL" diyor, ELHAMDÜLİLLAH ki şehit oldu diye seviniyor. Ve ekliyor: "Sıra bana da gelecek İNŞAALLAH"
☝️Bebeği bombardıman sonucu ölen adam, çocuğu havaya kaldırıp "Bak canımı sana verdim. 
Artık benden Razı mısın YA RABBİ? 
Razıysan ELHAMDÜLİLLAH. 
Benden daha çok al!" diyor.
☝️6 çocuğu şehit olmuş kadın sadece  "ALLAH bize yeter" diyor. 
☝️10 yaşındaki küçük kız "ALLAH bizi sevdiği için imtihan ediyor" diyor gülerek.
☝️İki adam arabada içeceklerini içerken gülerek "Bu içecekler, burada içtiğimiz son içeceğimiz. 
Devamını Cennette içeceğiz. 
Cennette görüşmek üzere" diyorlar.
☝️Tanklar gençlerin üzerine yürürken, gençler gülerek yerel danslarını yapıyorlar.
☝️Kadınlar Namaz kıyafetlerini giymiş, çocuklarını yanlarına almış şehit olmayı bekliyorlar.
☝️Elleri kelepçelenip ölüme götürülen gençler, kahkahalarla gülüp zafer işareti yapıyorlar.
☝️10 yaşındaki bir erkek çocuğu, Dedesinin yemesi için uzattığı bir parça helvayı, "Dede ben oruçluyum. 
Öldüğümde Oruçlu ölmek istediğim için sürekli Oruç tutuyorum" diyerek reddediyor.
☝️Bombardımana tabi tutulan 65 yaş üstü Neneler, Dedeler olayı anlatırken, kendilerini, ezbere şakır şakır Kur'an âyetleri okuyarak teselli ediyorlar. 
Donup kalıyorum resmen.
🔴🔴🔴Yahu bu insanlar nasıl insanlar? 
Dostlar, ALLAH için söyleyin bana, biz gerçekten 2025 yılında mıyız? Ne olur biri çıkıp söylesin bana, biz bu insanlarla aynı çağda mı yaşıyoruz? 
🗣️Aynı dine mi mensubuz?
🗣️Vallâhi devrelerim yandı. 
Nolur biri beni aydınlatsın. 
🔴Benim ülkemde, Starbucks'ta, Mc Donalds'da oturup yiyip içen, boykot etme zahmetinde bile bulunmayan, insan olmayı becerememiş gençlerin Anne-Babalarıyla, Filistinde evinin enkazının üzerinde oturup "Ne yaparlarsa yapsınlar burayı terk etmeyeceğiz. Burası bizim memleketimiz" diyen 10 yaşındaki erkek çocuğun Anne-Babası aynı dine mi mensup?
◾Bacak bacak üstüne atıp "Elin Arabı her şeyi hak ediyor" diyen adamla, yıkıntıların arasında parçalanmış elleriyle ölmüş 4 çocuğunu arayan adam aynı Cennete mi gidecek?
◾Kuş sütü eksik kahvaltı sofrasına burun kıvıran oğlumuzla, kız kardeşini yahudiden korumak için elindeki taştan başka sermayesi olmayan oğlan aynı Cennete mi girecek?
◾Diş fırçalarken, bulaşık yıkarken tonlarca su israf eden adamla, yahudiler sularını kestiği için kanalizasyondan su içen adam aynı Cennette mi ağırlanacak?
◾Namaz kıyafetiyle sabaha kadar şehit olmayı bekleyen kadınla, başı örtülü olduğu halde, tiktok çekip vücudunu teşhir eden, her türlü kepazeliği yapan kadın ötede aynı Cennetle mi mükâfatlanacak?
◾Öldüğünde Oruçlu ölmek için sürekli Oruç tutan 10 yaşındaki İsmail Muaz ile, burger yeme, kahve içme keyfinden feragat etmeyen bizim tuzu kuru gençlerimiz ötede aynı mı karşılanacak?
◾Bomba sesleri altında kendilerini, ezbere şakır şakır okudukları Kur'an âyetleri ile teselli eden 65 yaş üstü Neneler, Dedelerle, bizdeki Müge Anlı ve Esra Erol'un programının tek bir bölümünü kaçırmamak için Kur'an kursuna gitmeyi reddeden Neneler ve sosyal medyadan önüne gelene yürüyen Dedeler aynı Cennetin sakini mi olacak?
◾"Eşim, çocuklarım hayatta mı bilmiyorum. 
Şu an bunun benim için bir önemi yok. 
Şu an benim için Filistin'in özgürlüğü önemli" deyip evini terk eden,  günlerdir bir avuç gence komutanlık yapan gönüllerin kahramanı Ebu Ubeyde ile, sokakta dişi sıfatıyla yürüyen hiçbir canlıyı ıskalamayan, saçının telinden ayak uçlarına kadar her zerresini utanmadan inceleyen ahlaksız erkeklerimiz aynı dinin mensubu olarak mı muamele görecek? 
◾Tamamı Hafızlardan oluşan, Kaza Namazı olanın alınmadığı bir avuç ordunun sakinlerinin İmanıyla, zahmet edip Sabah Namazına bile kalkmayan, telefon başında Sabahlayan bir güruhun İmanı aynı kefeye mi konulacak?
◾ALLAH dedikleri için her şeylerini kaybetmiş İnsanların İmanıyla, indirime giren yahudi mallarını talan eden, İnsanlığını üç kuruşa satan İnsanların İmanı, bir mi tutulacak?
🔴☝️🔴Dostlar! Filistine iyi bakın! Cennetin sakinleri 2025'te Filistin'de ikâmet ediyor. 
Kalbindeki Nûr yüzünü aydınlatan bu seçilmişlere iyi bakın! Şanslı insanlarız. Zira Cennet ehlini dünyadayken, dünya gözüyle görmek öyle her kula nasip olmaz. 
Bize nasip oldu ELHAMDÜLİLLAH.
Dostlar, hadi gelin kabul edelim. 
Hani sadece LÂ İLÂHE İLLÂLLAH  dediğimiz için kesin Cennete gireceğimizi zannediyor, Cenneti çantada keklik görüyorduk Ya... Filistinliler bize günlerdir adeta "Durun müslümanlar! Sınanmadan, denemeden sadece inandık demekle Cennete giremezsiniz. Müslüman öyle olunmaz, böyle olunur!" diye İman dersi veriyorlar. Nasıl Müslüman olunacağını dökülen kanlarıyla, kaybettikleri mallarıyla, verdikleri canlarıyla gösteriyorlar.
Kur'an-ı baştan sona okursanız, orada müminlerin, münâfıkların, kâfirlerin ve müşriklerin vasıflarının âyet âyet anlatıldığını müşahede edersiniz. 
Ben son olarak Murat Padak hocanın yeni çıkan meâlini okudum. İnanın, Filistinliler Kuran'da âyet âyet anlatılan "mümin" vasıflarının hepsini taşıyorlar. 
Biz mi? 
Utanarak ve esefle ifade etmeliyim ki, biz de, Kur'an'da zikredilen münâfıkların vasıflarının tamamını taşıyoruz. 
Ötede halimiz nice olur bilmiyorum.
Kaçış yok, bu gidişle ötede bir sürpriz olacak sanki. 
Lâkin bu sürpriz bizi Cennete mi yoksa Cehenneme mi koyar, işte orası meçhul.
İsrail'in bombalarla yıldırmaya çalıştığı, aç Susuz, Elektriksiz bırakarak dirençlerini kırmak istediği; küvezdeki bebekleri katlederek geleceğini bitirmeyi amaçladığı adamlara bakın hele! Hey yavrum hey! Sen kimlerle uğraştığının farkında mısın İsrail?
Adamlar, etiyle, kemiğiyle, kanıyla ve her zerresiyle Müslüman.
Öyle kimliğinde dini "İslâm" yazan, fakat yaşantısıyla münâfık mı, müşrik mi, kâfir mi olduğu kestirilemeyen Müslümanlardan filan değil üstelik. Katıksız, saf, Kur'an'da ALLAH'IN âyet âyet tarif ettiği Müslümanlardan.
Adamların, Mescid-i Aksa'yı fethetme gibi bir ideâli var, yüce bir gayesi var. Doğduğu gün kulaklarına Ezandan sonra bu fısıldanmış. Ağladıklarında Anneleri beşiklerini, dandini yerine Mescid-i Aksa ezgileriyle sallamış. Çocukken oynadıkları oyunlarda ya Ebu Ubeyde Bin Cerrah, ya Selahaddin Eyyûbi olup Kudüs'ü fethetmişler. Delikanlılık yılları haksızlığa karşı, hakkı haykırmakla, tanklara, toplara taş atmakla geçmiş. Kaybedecek hiçbir şeyleri yok ki. Çünkü ALLAH'ları var. "ALLAH'I bulduysak ne kaybetmiş oluruz ki? Onu kaybettiysek ne buluruz ki?" diyen dilleri, ALLAH Razı olduktan sonra huzura eren kalpleri var.
Ey israil! Ne yaparsan yap sen bu insanları yıldıramazsın. Zira bu insanların ALLAH'TAN başka korktukları hiçbir şey yok. Sen ancak, dört bir yanı dünya ile kuşatılmış, tek telâşı dünya olmuş adamları yıldırabilirsin. 
Sen, çektiği ev kredisini ödeyememe telâşıyla yüreği pır pır atan, aldığı arabanın borcunu düşünürken uykuları kaçan adamları korkutabilirsin.
Sen, gördüğü her vitrinde çakılı kalan, gardırobu tıka basa doluyken beğendiği her giysiyi alan adamları korkutabilirsin.
Sen, iki yılda bir mobilya değiştiren, düşük modelli telefonla insan içine çıkmaktan utanan adamları korkutabilirsin.
Sen, camileri boş lâkin Stadyum ve AVM'leri dolu bir toplumu, getirdiği şehadetin  manâsını idrak edememiş adamları korkutabilirsin.
Sen, çocuğuna, iyi bir insan, iyi bir müslüman olma hedefi değil, doktor, mühendis, zengin olma hedefi koyan, çocuğunu terlemeden, yorulmadan, kısa yoldan köşeyi dönme yönünde yüreklendiren adamları korkutabilirsin.
Sen, işini kaybetmeyi, Namazı geçirmekten daha kerih gören, her şeyini kaybettiğinde onu hayatta tutacak tek bir dalı olmayan adamları korkutabilirsin.
Sen, çeşit çesit nimetin dizildiği sofrada nimet beğenmeyen, istediği yiyecek yok diye burun kıvıran adamları korkutabilirsin.
Sen, Rızkın ALLAH'IN teminâtı altında olduğunu diliyle söyleyip, kalbinde Rızık telâşıyla yaşayan adamları korkutabilirsin. Ama "Herşeyimiz ALLAH'A feda olsun" diyen adamları korkutamazsın. O yüzden boşuna uğraşma... 

Isparta İl Vaizesi
Ayşeli Polat'ın kaleminden ...