Sözün kime ait olduğu değil.
Kimleri kapsadığı çok önemli.
“Sıradan hırsız paranızı cüzdanınızı bisikletinizi çalar.
Politik hırsız ise geleceğinizi hayallerinizi, Bilginizi, Eğitiminizi, Sağlığınızı, Gülümsemenizi çalar.
İkisi arasındaki fark; sıradan hırsız sizi seçer.
Siyasi hırsızı ise siz seçersiniz.”
Bu söz bugünün aynası değil mi?
Sonrada seçilmişi eleştiren yine seçmen oluyor.
Oy verirken benim partimin adamı diyenler seçilince kızıyor.
Seçilmişi kim seçiyor siz seçmenler değil mi?
Ülkemizde gerçekten seçmen mi seçiyor, yukarılardan birlerini atadığını seçmene dayatılanı mı seçmen seçiyor.
Doğru olan genel merkezlerin atadığı adaylar seçiliyor.
Genel merkezin gönderdiği adayı Kırşehir’i tanıyor muydu?
Şehrin sorunlarını biliyor muydu?
Atanmış adaylar bırakın şehrin mahallerini neresi deseniz biliyorlardı?
Seçmenin iradesine kulak verilmiyor.
Genel merkez ben bu şahsı atadım sizde oyunu verin dedi.
Atanmış şahsın ilde karşılığı var mı bu sorgulanmadı.
Ankara’da çukur ambarda torpilin varsa birinci sırada ya vekilliğe ya da belediye başkanlığa oda olmaz ise il başkanlığına geliyorsunuz.
Genel seçimlerin şampiyonu iktidar olmuştu.
Devamında mahalli seçimlerin şampiyonu CHP oldu.
Seçimler bitse de partilerde sancıları bitmedi.
İktidar seçimlerin galibiyim mahalli seçimlerin mağlubu oldum dese de dedi kodular sürüyor.
Her zaman demişimdir sandık seçimlerin sahibi.
Sandığı gidecekleri takmazsanız kusura bakmayın sonuca katlanacaksınız.
Sayılı günde çok çabuk gelir geçiyor bakın bir ay geçti.
Televizyonlarda, kahvehanelerde, çarşıda, pazarda her yerde seçmen iktidara dersini verdi deniyor.
Ak partide dersini aldıysa köklü değişime gideceği söyleniyor.
Öncelikliler arasın il teşkilatları deniyor.
İl başkanlarının ve teşkilatlarının sonu geliyor mu dersiniz.
İl başkanlığına soyunan ağır toplar şimdilik tetikte duruyor.
Ağır abiler, ablalar havanın aydınlanmasını dumanlar dağılmasını bekliyor.
Siyasetçileri il başkanlarını maalesef sizler seçmiyorsunuz siz tasdik ediyorsunuz.
Hizmet etsinler şehrin derdiyle dertlensinler diye.
Her yere mavi boncuk dağıtan medyatik birini mi liyakatli donanımlı çalışan birini mi?
Olmalı dersiniz.
Seçimlerinizin bedelini sadece ve sadece siz ödüyorsunuz.
Ne kadar görmezden duymazdan da gelinse de bir sıkıntı var.
Halk artık Cumhurbaşkanın atadığı değil halkın içinde karşılığı olan toparlayıcı başkan bekliyor.
Kendi şehriyle gönül buluşması yapamamış ama başka şehirde kucaklaşan il başkan adayının atanmasını istemiyor.
Seçim zamanı sırtları okşayan bol bol tokalaşan sahte samimiyetsiz il başkan adayı da istemiyor.
Halkla hasbihal eden.
Yapmacık olmayan.
Kibirden uzak, mütevazi olan.
Şehrin derdini kendi derdi gören eksiğini gediğini sıkıntısını bilip onu çözmek için çalışacak.
Sürekli yenilenen projelerle gündem yaratacak ve şehri büyük köy halinden çıkartacak derdi çalışmak hizmet olan il başkanı istiyor.
Bu haykırışlara kulak tıkar ve biz yerine hala ben olmalıyım derseniz ve sonuç böyle kötü olursa sakın burada suçu vatandaşa atmayın.
Ben geleyim de gerisi önemli değil demeyi bırakın artık.