İnsanlar genellikle seçilmişlerden şikâyetçi olurlar.
Seçim zamanı geldiğinde siyasetçiler, halkın yanında olacaklarını, sorunlara çözüm üreteceklerini ve her an ulaşılabilir olacaklarını vaat ederler.
"Telefonlarımız yirmi dört saat açık, her zaman ulaşabilirsiniz," derler.
Ancak seçimler bittikten sonra ne telefonlara cevap verirler ne de halkın arasına karışırlar.
İl, ilçe veya köy gezileri bir anda unutulur.
Ne zaman bir seçilmişi görsek, bizi görmezden gelir.
İşimiz düştüğünde ise danışmanları aracılığıyla "Size döneceğiz" derler, fakat ne arayan olur ne de soran.
Halk arasında bu tür söylemler sürekli konuşulur.
Peki, bu eleştirilerde haklılık payı var mı?
Elbette var.
Ancak seçilmişlerin her telefona cevap vermesi gerektiğini bekleyen seçmenler de durumu tam olarak anlamıyor.
Yüz bin insanın yaşadığı bir şehirde birkaç seçilmişin her çağrıya yanıt vermesi mümkün değil.
Öyle insanlarımız var ki en küçük konular için bile arayıp bilgi almak istiyor.
Kimisi tayin, kimisi iş, kimisi aş talep ediyor.
Seçim zamanı verilen sözler ise zamanla unutuluyor.
Bizde bir söz vardır: "Ergene kadın boşamak kolaydır."
Seçilmeden önce verilen vaatler çok çabuk unutuluyor.
Çünkü seçilmiş olmak, her şeyin çözümü anlamına gelmiyor.
Üst kademelerde işlerin öyle kolay yürümediğini anlayan siyasetçiler, seçmenden kaçmaya başlıyor.
Siyaset ve başkanlık koltuğu insanları değiştiriyor mu?
Ankara'ya gidenler ve yerelde makam sahibi olanlar neden halktan kopuyor?
İnsanlar iş, tayin, aş veya başka bir talep için aradıklarında neden ulaşamıyorlar?
Cevap açık: Evet, koltuk, makam, unvan ve en önemlisi de para insanı değiştiriyor.
Aslında halktan kopmaları ve zamanla halkın sesini duyamaz hale gelmeleri büyük bir tehlikenin habercisi.
Çünkü siyaset, halkın sorunlarını dinlemek, çözüm üretmek ve onların derdine derman olmak için yapılmalıdır.
Ancak görüyoruz ki, koltuğa oturanlar nereden geldiklerini çabuk unutuyorlar.
Halkın desteğiyle yükselenler, bir süre sonra halkın sesi yerine sadece kendi çıkarlarını düşünmeye başlıyor.
Bu döngü ne yazık ki hep böyle devam ediyor.
Değişen sadece isimler, unvanlar ve partiler...
Ama zihniyet hep aynı kalıyor.
Bu yüzden gerçekten ahlaklı, halkı düşünen, halkın içinden gelen ve halkla iç içe olan liderlere ihtiyaç var.
Sadece seçim döneminde değil, her zaman ulaşılabilir olan, hakka teslim olan, peygamberi rol model alan, halkı dinleyen ve çözüm üreten yöneticilere ihtiyacımız var.
Aksi takdirde bu kısır döngü sonsuza kadar sürecek.
SEÇİLMİŞLERDEN ŞİKÂYETÇİ OLURLAR
Zafer Çam
Yorumlar
Basın İlan Kurumu
Trend Haberler

Kırşehir’de keme çıkmaya başladı!

Kırşehir’e yapılacak projeler hakkında görüş alışverişi yaptılar

Emekli polis memuru Recep Özcan, Kırşehir’de v*fat etti

Kırşehir’de herkesin cüzdanında bulunuyor!

Kırşehir’de ATM’den para çekenler dikkat!

Vali Elban’ın acı günü
ASGARİ ÜCRETTEN MEMNUN MUSUNUZ?
Ankete Katıl