Ali Canip Yöntem′in , liselerin dokuzuncu sınıflarında okutulan " Edebiyat " adlı kitabın 1937 basımının " Siyasî Tanzimat " bölümünün 185. sayfasında şöyle bir satır var : " O aralık Abdülmecid tahta geçmişti. Bu her Osmanlı padişahı gibi gaafil ve bîçare bir adamdı ".(1)...

Ali Canip Yöntem gibi vatansever , hattâ biraz Türkçü bir edebiyat öğretmeninin ; Ömer Seyfeddin ile arkadaşlık etmiş , dilin sadeleşmesi hareketlerine karışmış , tarihini iyi bilen bir aydının kaleminden bu sözler çıkınca , insan şaşırıyor , cahil birisi söylese bu sözün belki o kadar önemi bile olmazdı...

Dile kolay tam altı asır 623 yıl dünyayı yöneten bir devlet olan ve o devletin padişahlarını alemci , kadın düşkünü , beceriksiz gösterip ders kitaplarında hafife alıp evlatlarımıza vatan haini olarak göstermek hangi akla mantığa sığar düşünmek lazım...

Edebiyat , coğrafya , tarih derslerinin amacı millet , yurt , bayrak sevgisini aşılamaktır , ancak bu dersleri verirken yalansız gerçekleri değiştirmeden olduğu gibi anlatmak ve göstermek gerekmektedir...

Elin yabancısı olmayan tarihlerini ballandırarak anlatırken , biz tarih yazan atalarımızı yerden yere vurup birde vatan hainliğini yapıştırıyoruz , halbuki en büyük hain tarihi kendine göre yazdıran ve anlatanlardır..

Yalan üzerine kurulan bir tarih yıkılmaya mahkumdur , bırakalım gerçek tarihi okusun çocuklarımız kendi kendine karar versinler , tartışsınlar , düşünsünler belki sevinirler belki üzülürler fakat sonunda bütün zaferler ve bozgunları İle , iyi ve kara günleri ile Türk tarihi , Türk kültürü , Türklük sevgisi gönüllerinde yer eder ...

Hattâ bazan bütün o okunan cilt cilt kitaplardan , akıllarda hiç bir şey kalmaz da gönüllerde bir millî sevgi ve inanç kalır , istenilen , ve beklenilen de esasında odur.

Gerçekleri gören evlatlarımız o milletin iyi oğulları ve kızları olabilmek için hem millî sevgi , hem de millî kin ile yoğrulur düşmanını bilir ...

Bugünü anlamak , geleceği okumak için tarihi bilmek lazım .

Tarihimizi bilmezsek ne günü ne de geleceği bilebiliriz .

Biz , bir çınar ağacıyız ,kökü üç kıtaya yayılan bir cihan devletinin varisleriyiz. Ufak bir söğüt dikildi , bu söğüt büyüdü büyüdü ve koca bir çınar oldu ...

Selçuklu'nun Osmanlı'ya Kayı'ya verdiği yer 2 bin kilometrekare , 2 bin çadırlık bir yerdi , 20 milyon kilometrekareye çıktı .

Üç kıta 7 denize hükmedildi. Böyle büyük bir tarihin sahibiyiz .

Osmanlı cihan devletimizi iyi bilmeli , hürmetimizi , saygımızı eksik etmemeliyiz.

Bizim tarihimiz sadece Osmanlı ile sınırlı değildir , Orta Asya'dan başlayıp Avrupa içlerinde Tanrı'nın kırbacı olan Atilla'dan , Göktürklere , Harzemlilere , Anadolu'yu bize yurt eden Selçuklulara kadar geniş bir tarihimiz vardır , ne yazık ki bu geniş tarihimizin en önemli yerini teşkil eden Osmanlı hep vatan haini olmuştur , çünkü İslamın ve Türklüğün mihenk taşı olmuş zavallı Avrupa ve onun mason çocuklarına dünyayı dar etmişlerdir , ne yazık ki bu büyük devleti ayak oyunları ile yıkmışlar ve üzerinede hain damgası vurmuşlardır.

İçimizde daha Yunan artıkları dolaşmakta ve onları savunmaktadır ...

Yalan olanları tarihimizden çıkartıp gerçekleri evlatlarımıza gösterme vakti geldi ve geçiyor.

Bu gaziler ve şehitler ocağına gereken değeri vermek için geç kalmadık mı ?

(1) Bu cümle, kitabın «Türkiye Cumhuriyeti Maarif Vekâleti Neşriyatından» seri kaydı ile 1926′da yayınlanan basımından beri vardır.

(Tanrıdağ, 10. ve 11. sayı, 10 ve 17 Temmuz 1942)

Türk Tarihinde Meseleler / ATSIZ / Ötüken / 1980 / sf:118 vd.