Gazetede yeni başlayan muhabire “Evladım bak bugün cemre suya düşecekmiş, git şunun fotoğrafını çek de haber yapalım” diyerek acemi muhabiri dere, göl kenarlarına, su birikintilerinin bulunduğu yerlere gönderirler, zavallı muhabir de elinde fotoğraf makinesi dolanıp dururmuş akşama kadar, cemreyi görüntüleyeceğim diye, akşama doğru boynu bükük, gazeteye döner, çekemedim efendim, diyerek makineyi büyük bir mahcubiyetle masanın üzerine bırakmış...  

Tabi bu işin magazin tarafı, kış ayı dert ayı derler ya hastalıklar,havanın verdiği olumsuz karanlık,kasvet ve kapanılan evler bizleri bizleri bayağı bi sıktı,ama her mevsiminde ayrı bir güzelliği var diyerek son günlerde milletçe üzüldük…

Sonbaharda yaptığımız turşuları, reçelleri,menemenleri kış günleri gibi birer birer tüketirken en sonunda baharın müjdecisi olan Cemrelerde gelip çattı işte.

Cemre önce havaya, sonra suya, en sonunda toprağa düşecek İnşallah. 

Baharın müjdeleyicisidir Cemre her yeni günün sabahında doğan pırıl pırıl güneş, cıvıl cıvıl kuş sesleri; insanın içini büyük bir huzurla kaplar.

Tomurcuk verdikçe ağaçlar, yeşillendikçe kırlar bayırlar; sevgi dolar içimiz,tüm güzelliğiyle papatyalar açar, menekşeler, laleler ve güller, hepsi yeni bir umut, yeni bir kapı olarak açılır.

Geleceğe umut taşırlar, toprak uyanır adeta,tabiat renkten renge bürünür. 

Uzun geçmeyen kış gecelerinden ve soğuk geçen gündüzlerden sıkılan insanlar kendilerini doğaya,bağa,bahçeye atar büyük bir gayretle hevesle çalışırlar topraklarında.  

Açan sarı sarı çiğdemler,topraktan fışkıran teke sakalı,kara gıcı ile birlikte kaynamış yumurtayla alınan dürümler cemrenin bizlere hediyesidir.  

Cemre ile gelen bahar bizleri anne kucağı gibi sarar yemyeşil koynuna alır. 

Atalarımızın inanışına göre cemre gökyüzünde yaşayan yakışıklı bir delikanlı olarak düşünülürmüş.

Cemre adındaki bu delikanlı bir gün dünyayı merak etmiş ve yaklaşmış. Havaya düşmüş, bu sırada gördüğü bir kıza aşık olmuş, yaklaşmak isterken suya düşmüş, yıkanmış, temizlenmiş, daha sonra karada sevgilisine kavuşmuş.

Bu aşk, yeryüzüne bereket ve sıcaklık getirmiş.

Ayrıca eski Türk inancında üçüncü cemre günü lodosla poyrazın kavga ettiğine de inanılır , poyraz galip gelirse bahar geç gelir, lodos zafer kazanırsa da baharın daha erken gelmesi beklenirmiş.  

Baharın müjdeleyicisi olan Cemre havayı,suyu,toprağı nasıl ısıtıyorsa bizlerinde kalbini öyle ısıtsın.

Milletçe zor bir dönemeçten geçiyoruz İnşallah bu düşen Cemrelerde kalplerimizi ısıtır bizleri birbirimize dahada yaklaştırır, Vatanımız için birliğimiz için bir vesile olur.  

İlk cemre hepimizin kalbine düşsün, bizlere sevgi,mutluluk,barış ve kardeşlik getirsin.

Yüce Allah vatanımızı ve milletimizi her türlü afeti araziyeden korusun, bizlere bundan daha büyük acılar yaşatmasın.