Hırsızlık, bir davranış biçimidir. 

Olumsuz bir eylemdir. 

Başkalarının malına cebindekine göz dikendir.

Hakkı olmayanı hakkıymış gibi çalandır.

Fırsatları kollayıp fırsatlarda faydalandır.

Başkalarına ait olan her hangi bir şeyi, o kişinin rızası olmadan almaktır. Hırsızlık bir gasptır.

Bu sadece paranız değil aklınıza gelen size ait olan her şeyi. 

Hırsızlığın yeri, zamanı, mekânı, kimsesi yoktur. 

Hırsızlığın dini, imanı, ahlakı, mezhebi, etnik kökeni ve biçimi de yoktur. 

Hırsız, demek harcamadan zengin olmak isteyen başkalarının emeğini çalan kişidir.

Hırsızın alanı o kadar geniş ki.

Toplumlarda sevilmese de fırsatı bulan bir şekilde çalıyor.

Hırsızlık alçaklıktır dense de.

Bir şekilde çalmayan çırpmayan çok az bulunuyor.

Çalmayana da enayi deniyor. 

Hırsız demek Başkasının emeğine göz dikmektir. 

İslam dini, servet sahibi olmak için yapılan hırsızlığı yasaklamıştır.

İhtiyaç duyduğundan fazla mal ve servet biriktirmeyi, diğer insanların olanaklarını kısıtladığı için hırsızlık saymıştır.

Halk arasında hırsız Zenginin malını çalan yoksul için söyleniyor sanki.

Peki, neden?

Neden “hırsız” dendiğinde hep yoksul akla geliyor da seçilmişler, tanmışlar,  zenginler gelmiyor?

Neden?

Niçin?

Ülkede ne zaman bir doğal afat olsa.

Hırsızlar, fırsatçılar, arsızlar ortay çıkıyor.

Diğer günlerde yoklar mı?

Olmadıkları bir zaman yok.

Deprem oluyor ülke tek vücut oluyor.

Hırsızlara gün doğuyor.

Kimisi devletin yardım aracını soyuyor.

Kimileri halkın verdiği yardımları depoluyor.

Kimileri kurtarıcı görünüyor ama çalmak için zaman kolluyor.

Kimileri ölmüşlerin üzerindedir değerli eşyalarını çalıyor.

Kimileri enkaz altında kalanların değerli eşyalarını götürüyor.

Kimileri kendine ait olmayan çocukları almaya, çalmaya çalışıyor.

Kimileri fırsatı ranta dönüştürüyor.

Ev kirasını artıyor.

Taşıma ücretlerini katlıyor.

Mağazalarda ihtiyaç ürünlerini katlıyor.

Deprem mağdurları ilimize geldiler.

Bunlara evlerini, açan yardım da bulunan Kırşehirli insanları tebrik ediyorum.

Deprem bölgesine ve ilimize gelmiş mağdurlara yardım malzemesi taşıyan insanlarımızı kutluyorum.

Bunlar olurken fırsatta yararlananlarda yok değil.

İhtiyaç ürünlerini satan hırsızlar bunların başında geliyor:

Ahi şehrine ve ahi esnafına yakışmayan ahlaksız hırsızlarında da kınıyorum.

Bu hırsızlara fırsatı verilmemeli.

Ülke tek vücut olmuş tüm imkânlarıyla deprem bölgesinde canla başla çalışıyor.

İlerde Üç beş çapulcu mezar soyguncusu fırsatçı hırsızlarda bugün gün der gibi ticaret yapmak peşindeler.

İlimize sığınmış bu çaresizleri kazıklayan hırsız esnaflar uyarılmalı ve cezalandırılmalı derim.

Fiyat hırsızı esnaflarda Kırşehir’de bilinmeli.

Ben bunlara cebinizi soyaraktan yüzünüze gülen hırsızlar diyorum. 

“Adamın biri otobüste seyahat ederken yolculardan biri cebindeki bütün paraları çalmış.

Bilet parasını ödeme zamanı gelince elini cebine atmış para yok. 

Mahcup olmuş. 

Hırsız hemen atlamış "senin paranı ben öderim" demiş. 

Adam çok memnun olmuş ve otobüsteki herkes hırsızı alkışlamış.

Sadece cebinizde gözü olanlar mı?

Fırsatta istifade edenler mi?

Peki, gerçek soyguncular kimler şimdi?”