Ben çocukken market yoktu, mahalle ve köy bakkalları vardı, bakkal da belirli ihtiyaç mamülleri bulunurdu. Çay, şeker, sigara,  gaz lambası, lamba fitili, fındık, fıstık, akide şekeri, lokum, tahin, zeytin, zeytin yağ, margarin,  iğne, iplik ispirto, aspirin, sabun soda kil, haşere ilacı, el feneri, pil gibi köylünün kendi üretemediği mamuller satılırdı.

O yıllarda köylünün ve şehirlinin bahçeleri ve bağları varidi. Bahar mevsimi gelince Köylü yaylaya, şehirli bağa göçerdi. Herkes kendisi eker kendisi diker kendisi yetiştirirdi. Kendi temel ihtiyaçlarını kendileri ürettikleri için, işte en önemli nokta herkes çalışıp ürettiği için hayat ucuz ve enflasyon yoktu. Geçmişte ecdadımız bağa ve bahçeye çok önem verdikleri için, Kırşehir’de evlenirken Dinekbağ’da bahçesi bağı olmayana kız vermezlermiş. Nevşehir’deki bağların içinde genelde mezar olur ki çocukları bağı satmasın diye. Maalesef şehirlerde bağ ve bahçeleri imara sokup parsel parsel bölerek asırlık meyve ağaçlarını keserek apartmanlar dikip o güzelim bahçeler beton yığını haline getirildi. 1960’ların başında başlayan köylerden şehre bilinçsiz göç ile yaylalar kapandı bağ ve bahçeler kendi haline bırakılıp harap oldular ve onun için bu yazımda şiirim ile bahçenin önemini anlatmaya çalıştım. Benim kadim dostum merhum Eren Koçaş da, Aksaray’da cennet gibi bir bahçe yetiştirdi maalesef genç yaşta kendisi aramızdan ayrıldı, mekânı cennet olsun. Bende onun bir tane evladı Erkan’a şiirimle diyorum ki bu baba yadigârı bahçeye sahip ol…  

 

BAHÇENİN KEYFİNİ BİL ERKAN’IM

 

Dört mevsim olur bahçenin işi

Bazen budak yapın bazen de aşı

Çalıyı çırpıyı kenara taşı

Uygun bir köşeye korsun Erkan’ım

 

Güzün sür toprağı nadasa yatır

Havalar hoş iken ilacı bitir

Çoluğu çocuğu toplayıp götür

Onlarda bu işi görsün Erkan’ım

 

Koranadan sakın topluma varma

Her hafta sonları şehirde durma

Dikkatli çalışta kendini yorma

Allah kolaylıklar versin Erkan’ım

 

Sobanın üstüne yufkayı serip

Kevretip biraz da tereyağ sürüp

Tuluk peynir ile bir dürüm dürüp

Çocuklar sofrayı kursun Erkan’ım

 

İri kümpürleri fırına atın

Aman ha yanmasın! Bir saat tutun

Üstüne pul biber kaşar da katın

Beraber oturup yersin Erkan’ım

 

Bahçenin mahsulü sebzeler üzüm

Organik ürünler vücuda lüzum

Bunları üreten sizdeki azim

Rabbim de bereket versin Erkan’ım

 

Kullanma içmeye var ise kuyu

Menbâdan götürün giderken suyu

Sobanın üstünde demleyin çayı

Gölgeye kilimi sersin Erkan’ım

 

İbrahim amcandan bir öğüt sana

Niye yazdın diye sorarsan bana

Baba yadigârı sahip ol ona

Sakın ola satma dursun Erkan’ım

 

Bekdikli Halk Ozanı İBRAHİM DÜĞER 12 -12 - 2020