“Kişiliklerini koltuktan alanlar makamdan sonra kişiliksiz kalırlar” (Hz. Ömer.

Makamlar, koltuklar ancak hizmet için vardır.

Ve koltuğa oturanlar güçlerinden koltuktan alıyorlarsa yok olmaya mahkûmdurlar.

Makamlar, güç verecek kişilere verilir ancak makama gelen gücünü koltuktan alıyorsa böyle kişiler yok olmaya mahkûmdur.

Böyle insanlar nereden geldiklerini unutup, oturdukları koltukları tapulanmış gibi davrananlardır.

Halk arasında makam sahibi kişiler için kullanılan sözler vardır ki; bu sözler üzerinde şöyle düşündüğümüzde ne kadar doğru olduğunu hepimiz kabul ederiz.

Oturduğu koltuğu dolduruyor.

Koltuğun içinde yok olmuş.

Oturduğun koltuğun hakkını ver…

Değerli dostlar makakların geçici insanlığın kalıcı olduğunu ne kadar yazılsa da anlatılsa da bir türlü koltuklara yapışanlar alışkanlıktan kurtulamıyor.

Geçmiş yılarda Büyüklerin meclisinde sohbetlerin arasında kıssalarla öğütler verilirdi.

Hikâyeler anlatır ve bu yolla hayatımıza yön vermek isterlerdi.

Çok hoşuma giden bir kıssayı sizlerle paylaşmak istedim.

Vali Bey, şehre gelen valiler arasında en bilgili, en içten, en sıcak ve en başarılılarındanmış.

Herkes ile ilgilenir, her dertleri çözmek için uğraşırmış.

Vali Bey'e de halk saygıda kusur etmez, uzun yıllardan sonra bu kadar hizmet aşkı ile yanan birini buldukları için de mutlularmış.

Vali Bey'in bu işleri yaparken aklı fikri milletvekili olmak, oradan da birilerine yakın olabilirse bakanlık hayalleri kuruyormuş.

Gün gelmiş, milletvekilliği seçimleri için adaylıklar açıklanmış.

Bizim Vali Bey' de o ilden, sevildiği, saygı duyulduğu ilden aday olmuş.

Her zaman gittiği, saygıda kusur etmeyen, kendisini en çok sevdiklerini düşündüğü köyden başlamak istemiş, seçim çalışmalarına.

Arabaları, danışmanları, korumaları, partililerle beraber girmişler köy kahvesine.

Herkes orada, muhtar karşılamış, ceketinin önünü başından çıkardığı şapkası ile kapatmaya çalışmış ve Vali Bey'in elini öpmeye çalışmış.

Selamlama, hoş beş ardından Vali Bey konuya girmiş:

-Bugün buraya vali olarak gelmedim.

Biliyorsunuz seçimler yaklaşıyor ve ben de adayım.

Biraz önceki o karşılama ardından beklenen, alkış olacakken, muhtar sandalyesine oturur, arkasına yaslanır, bacak bacak üzerine atar, sigarasını yakar ve

-Öyle desene Vali Beğğğ, öyle desene, der.

Hayat bize neler öğretiyor.

Makam, mevkie gösterilen saygıyı, kendimize gösteriliyor zannediyoruz.

Makam elden gidince de hayıflanıyoruz, şikâyet ediyoruz.

Aslında biz ne ekersek, onu biçiyoruz.

Ey makamlarda güç alanlar sanmayın makamlar kalıcı değil önemli olan insanlığınız.