Değerli okurlarım.
3 Aralık 2023 günü 39 yıl oldu en büyük usta Muharrem ERTAŞ aramızdan ayrılalı. İlimizde Belediyemiz tarafından bir anma programı düzenlendi. Sabah mezarı başında, akşamda oğlu, öğrencisi adına yapılan Neşet Ertaş Kültür Merkezinde andık ustayı. Kendi kendimize yine sessiz, yine sakin, yine Belediye Başkanımız Sayın Selehattin EKİCİOĞLU dışında ilgili yetkili kimsenin olmadığı bir anma programı düzenlendi.
“İşte geldim, işte gittim.
Yalan dünyada ne tuttum.
Yaz Çiçeği gibi bittim.
Günüm geldi, geçti, gitti.”
Demiş en büyük usta. Mezarında da yazılı bu sözleri. Bizler bu yıl yine ustaya layık bir anma etkinliği düzenleyemedik ne yazık ki. 3 Aralık tarihli yazımda demiştim ki;
“Birde anma etkinliklerinde bulunması, katkı sağlaması, aktif olarak görev alması gerekenler var. Büyük ustanın dediği gibi “ Gönüm hep seni arıyo, neredesin sen”. Diyeceğimiz kişiler, kurumlar var. İlimiz Oda ve dernek başkanları ya da yöneticileri, siyasi partilerimizin temsilcileri, Asıl önemlisi ve en başta olması gereken, hatta en kalabalık şekilde orda bulunması gereken Halk Oyunları ve Halk Müziği dernekleri, saz çalıp türkü çığıran, eli çomak tutup davul çalan ne bileyim, Bozlak dinleyince yüreği sızlayan, oyun havasında içi kıpır kıpır olan herkes katkı sağlamalı
Hadi hep birlikte bir şeyler yapalım. YAZ ÇİÇEĞİNİ tekrar soldurmayalım.”
Be sitem geçtiğimiz yıllardaki düzenlenmeyen anma programları içindi. Bu yıl aynı yada benzer şeylerin olmaması dileği ile kaleme almıştım ama ne yazık ki değişen bir şey olmamış, aynısı oldu.
Yıl 2023. Yine bir kış günü, En büyük ustanın aramızdan ayrılışının 39. Yılı ve bizler mezarı başındayız. Kimler mi var. Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi. Yani, bütün konuşmalarda, yorumlarda anlatıldığı gibi, onu seven şairlerin şiirlerinde söylediği gibi, “ Sessiz sedasız geldiği dünyadan, yine sessiz sedasız üstüne üstlük bir de yoksul olarak ayrıldığı” gibi andık En Büyük ustayı. Sessiz sedasız, kendi kendimize.
Kimseye söyleyecek söz bulamıyorum. Olması gerekenleri, yapılması gerekenleri geçtiğimiz yıllarda değişik ortamlarda, konuşmalarda, yazılarımda dile getirmeye çalıştığım dilimin döndüğü kadarıyla ama olmadı, olmuyor, olmayacak gibi de görünüyor.
Hani bir türkü var, üstat Musa EROĞLU söyler;
“Yine karlar yağdı gönül dağıma,
Kime ne söyleyim, kime deyim.
Yaz ayında gazel düştü bağıma,
Kime ne söyleyim, kime ne deyim.”
Benimki de o hesap, kime ne söyleyim, kime ne deyim.
En büyük usta Muharrem ERTAŞ’ı tekrar tekrar burada yazmaya, anlatmaya gerek yok. Herkes her şeyi en iyi şekilde biliyor zaten.
Anma programında Belediye Başkanımız sayın Selehattin EKİCİOĞLU açılış konuşmasında, anılarının hatıralarının yanında ustayı en güzel şekliyle ifade etti;
“ …….Büyük saz ve ses üstadı Muharrer ERTAŞ, kökü yıl yıllar öncesine dayanan Anadolu Abdal geleneğinin en önemli temsilcilerinden biri olarak tarihteki yerini almıştır. Oğlu Neşet ERTAŞ’ın babasını; Muharrer ERTAŞ bir gönül delisi, bir insan velisi. Şeklindeki tarifi bize çok şey anlatmaktadır……
“ Bozlağın ana vatanı olan Kırşehir’in UNESCO’nun müzik alanındaki Yaratıcı Şehirler Ağı’na Türkiye’den giren ilk şehir olmasındaki en büyük ve temel pay sahibi ise kuşkusuz başta Muharrer ERTAŞ ve bu geleneğin devam ettiricileridir… “
Bunun üstüne söylenecek söz yok sanırım.
Sağ olun, var olun değerli başkanım. Bu geleneğin devam ettirilmesindeki çabanızı, gayretinizi ve iyi niyetinizi uzun zamandır gözlüyoruz. Bunu her fırsatta gösteriyorsunuz. En büyük ustanın mahallesine yaptırdığınız Kültür Evi ve o bölge için yaptıklarınızı takdirle karşılıyoruz. Lütfen devam edin, bizler sizi izlemeye devam ediyoruz, devam etmek istiyoruz.
Bu yılkı anma programı için de ayrıca şükranlarımı sunmak istiyorum. Şahsınızda emeği geçen herkesi bir kez daha kutluyorum, saygılarımı sunuyorum.
Hadi hep birlikte bir şeyler yapalım. YAZ ÇİÇEĞİNİ tekrar soldurmayalım.
Dedik ama çiçek soluyor gibi. Bari yeniden yeşertmek için bir çabamız olsun.
Galın sağlıcakla.