Sevgili dostlar  başlıktaki isim birçoğumuza yabancı gelebilir. Ancak hikayeyi okuduğunuzda  bizden bir çok  şey bularak şaşıracaksınız.

Anlatacağım hikayeyi  tarih merakım nedeni ile çok önceden  biliyordum.Bu konu ile ilgili küçük bir anımı  da bu vesile ile anlatayım. Kızım Almula İlk okul birinci sınıfa gidiyordu. Ders kitabında Kapadokya’nın resimlerini görmüş ve bana; “baba burayı merak ediyorum beni götürür müsün” dedi. Hiç durur muyum hafta sonu arabamıza bindik kızımla Kapadokya’ya  gittik. Bir çok yeri gezdirdim. Yolda giderken  bir kız bir erkek turist el kaldırdı. Göreme’ye gideceğiz dedi. Olur dedim aldım arabaya. Yarı İngilizce yarı Tarzanca biraz da çeviri ile  çat pat konuşmaya başladık. Nereli olduklarını sordum. İrlanda dediler. Sonra üzerime giydiğim yeşil renkli tişörtü  göstererek İrlanda bayrağı dediler. Evet dedim. Biz Türkler İrlanda’yı ve İrlandalıları  çok severiz dedim.Türklerin gemi ile  kendilerine gemiler dolusu gıda ile yardım ettiklerini  Türkleri sevdiklerini söylediler. Genç yaştaki  İrlandalıların bile  yaklaşık iki yüz yıl önceki Osmanlı yardımlarını bilmelerine  hala hafızalarında  yer tutmalarına şaşırmıştım. Şimdi gelelim hikayeye.

                O dönemde İstanbul İstanbul Darülfünunu Müderrisi görevinde bulunan ve Lozan görüşmelerine Basın danışmanı olarak katılan Yahya Kemal Beyatlı müzakerelerde tüm devletlerin Türkiye aleyhine tavır sergilerken sadece İrlanda elçisinin lehte kararlara onay verdiğini  görünce şaşırır.Sebebini öğrenmek için elçiye sorduğunda şu cevabı alır: “Benim gibi her İrlandalı buna mecburdur.Biz açlık ve kıtlık yıllarında , ölümle boğuşurken Avrupalılardan hiçbir yardım ve destek görmedik.Ama sizin atalarınız,yardım olarak bize hem para, hem de gemiler dolusu erzak gönderdi.Çok sayıda İrlandalı bu sayede hayatta kaldı.O günleri asla unutmayız”.

                Aynı konu 2010 yılında Türkiye’ye gelen İrlanda Cumhurbaşkanı Mary McAleese tarafından  gündeme getirilmişti.McAleese o dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e 163 yıl önceki olayı hatırlatarak İrlanda halkının bu iyiliği unutmadığını söyler.

                1845 yılında başlayan ve beş yıl  içinde  Bir Milyon İrlandalının ölümüne neden olan “Büyük Kıtlık” yıllarında Sultan  Abdülmecid olaydan İrlandalı doktoru tarafından haberdar edilir.Sultan İrlanda’ya 10 Bin Paund göndermek ister.Lakin o dönemde İngiltere sömürgesi olan İrlanda’ya Kraliçe Victorya sadece İki Bin Paund  göndermiştir.İngiliz yetkililer Abdülmecid’e , Victorya’dan daha fazla yardım gönderilmesinin , diplomatik kriz yaratacağını söylemeleri üzerine Sultan, bin paund gönderir.Ancak onun için bu yeterli olmaz.Beş gemi depolarında  yiyecek ve ilaçlarla dolu olarak yola çıkar.Dublin Limanı’na gemilerin  yanaşması  İngilizler tarafından engellenir.Gemiler rotalarını DROGHEDA Limanına  çevirirler ve yüklerini  oraya indirirler.Bu yardım yüz binlerce İrlandalı’yı  ölümden kurtardığı için  günümüze kadar unutulmaz.

                İrlanda’nın ileri gelenleri Abdülmecid’e  bir teşekkür mektubu gönderirler. Mektup halen Osmanlı arşivlerinde  bulunmaktadır.Bugün  DROGHEDA futbol takımının  ismi “DROGHEDA UNITED F.C”dir.  Arması Ay-Yıldızdır. İrlanda futbolunda GROGHEDA Futbol takımının taraftarı olduğumu herhalde söylememe gerek yoktur. Özellikle DROGHEDA’da bir çok binada Ay-Yıldız   süslemeleri bulunmaktadır.

                2 Mayıs 1995 tarihinde düzenlenen, DROGHEDA Belediye Başkanı  Alderman William Frank Godfrey ve büyükelçi,  Taner BAYTOK’UN  katıldığı törende , yardıma gelen Türk denizcilerinin kaldığı “West Court Oteli”nin  duvarına, Türk yardımının hatırlanması için bir plaket yerleştirilmiştir.

                               Merak edenler Google’a DROGHEDA yazdıklarında görselleri görecektir.

                Aradan yüzyıllar geçse de yapılan iyilik hiçbir zaman unutulmuyor.Osmanlının hüküm sürdüğü coğrafyalara gittiğinizde bunu hissediyorsunuz. Ben bunu birçok yerde bizzat görüp yaşadım.Tecrübe ettim.

                Bazen bizim ihtiyacımız varken niye başka ülkelere yardım ediyoruz? Gibi  Cümleler  kurulduğunu görüyoruz. Pandemide olduğu gibi. Ancak ben o zamanlar  hep şunu söylemiştim; “Daha fazla yardım edelim. Hatta  biz gerekirse kuru ekmek yiyelim devletimiz daha fazla yardım etsin, bu yardımların meyvelerini ileride devletimiz  fazlasıyla toplayacaktır” dediğimde yadırganmıştım.  İşte gördük. Kahramanmaraş merkezli depremde bize yardıma gelenlerin bir çoğu ; “zamanında yaptığınız yardımları iyilikleri unutmadık “ diyerek  yardımımıza koşmuşlardı