Yeni dünya düzeninin Para- Din-Siyaset üçgeninde kurgulandığını artık biliyoruz.
Bu üç saç ayağından birisi para olduğuna göre Yeni Dünya Düzeninin Parası ne olacaktır? Sorusu hemen akla gelmektedir. O halde tarihi sürecinden alıp günümüze doğru gelmek doğru bir yaklaşım olacaktır.Küresel Finans Sistemini en iyi bilen ABD 16 İstihbarat kurumunun çatısını oluşturan İstihbarat Konseyi’nin ve Pentagon’un başdanışmanı James RİCKARDS’tır ve “Çöküşe Giden Yol “ isimli eserinde bu sorulara cevap aramakta ve çok çarpıcı tespitleri bulunmaktadır.
Dünya parası yeni bir fikir olmayıp tarih boyunca kullanılmıştır. Dünya parası altındır.Dünya elitin ajandasında altın biriktirmek ve uluslar arası finans ve ticarette para yerine özel çekme hakkı ( SDR) kullanmak vardır.
Altın her yerde ve her zaman kabul görmüş dolayısıyla gerçek dünya parası olmayı hak etmiş bir maddedir. Yüz yıl önce J.Pierpont Morgan tarihi gidişatı özetlediği gizemli mesajında “Para altından başka bir şey değildir” demiştir.
14.yyda Florentine bankerleri( Floransa ve diğer şehir devletlerinin meydanlarında tezgahlarda çalışırlardı) talep halinde altını geri vermek üzere kağıt belge karşılığı altın kabul ederlerdi. Kağıt belgeler fiziksel olarak altından daha kullanışlı değişim araçlarıydılar. Kağıt belgeler uzun mesafelere taşınabilirler ve Florentine ailesine ait bankaların Paris ve Londra şubelerinde altına çevrilebilirdi. Banknotlar karşılıksız borç değil altına karşılık verilmiş depo belgeleriydi.
Rönesans bankerleri ellerindeki altınları prenslere borç vermek gibi farklı amaçlar için kullanabileceklerini görmüşlerdi.Ancak bu uygulama depolanan fiziksel altından çok kağıt banknot basımına yol açmıştı.Bankerler tüm banknotların aynı anda altına çevrilemeyeceğine güveniyorlardı.Bu durumda basılı notların bir kısmına denk altının tutulduğu “kısmi rezerv” uygulaması icat edilmiş oluyordu. O zamandan beri de finans dünyasında fesadın sonu gelmedi.
1857 yılına kadar İspanyol doları ABD’de yasal olarak geçerli kalmıştır.
18 Aralık 1971 tarihli Smithsonian Anlaşması’na göre ABD teknik olarak doların altın karşılığını 35 dolar/onstan 38dolar/onsa devalüe ederek korumaktadır.Ekim 1973’te dolar altına karşı tekrar devalüe edilerek 42,22 dolar/onsa düşer. Ancak bu devalüasyonlar sadece formalite icabı yapılmaktır çünkü Ağustos 1971’den beri ABD’de doların altına karşı konvertibilitesi kalmamıştır.19 Ağustos 1973’te büyük devletlerin çoğu dalgalı kur uygulamasına geçerler. Haziran 1971’de IMF resmen altını para sisteminden çıkararak özel çekme haklarına(SDR) dayalı bir düzene geçer.( SDR’ler 1969’da ortaya çıktıklarında altın karşılığıdırlar ancak 1973’e gelindiğinde SDR’ler de itibari para haline gelmişlerdir.)1976’da Amerikan Kongresi doların tüm yasal tanımlarından altın ve gümüş ibarelerini çekerler.
Nixon ve IMF sadece altının mezarına son kürek toprağı atan kişilerdir. Klasik altın standardı 28 Temmuz 1918 tarihinde Avusturya –Macaristan İmparatorluğu’nun Sırbistan’a verdiği ültimatom ve sonrasında çıkan Birinci Dünya Savaşı ile sona ermiştir.1914’ten 1974’e kadar süren altmış yıllık süreçte elitler dünya parasının yeni türlerini yaratmaya çalışmışlardır.
Altın mülkiyetinin merkezileştirilmesi 5 Nisan 1933 tarihinde Franklin Roosevelt’in imzaladığı ve vatandaşların özel mülkiyetindeki tüm altınları federal kuruluşlara devretmesini şart koşan 6102 Sayılı Başkanlık kararnamesiyle ayyuka çıktı.1936 yılında Amerikan Hazinesinde artık güvenle saklayabileceğinden fazla altın birikmişti. Kentucky Fort Knox’taki Amerikan külçe altın deposu 1933 ve 1934 yıllarında el konulan altınları saklamak için 1937 yılında açıldı. Diğer altın kasaları ise Amerikan Darphanelerinde ve West Point Kalesi’nde konuşlandırıldılar.