“Bu göklerde uçuşan şehit ruhları, Devletimizin, Cumhuriyetimizin ölümsüz koruyucularıdır.” Gazi Mustafa Kemal
Değerli okurlarım;
Bugün yine acılara gark olduk, bugün yine hüzne boğulduk, bugün yine ocaklarımıza ateş düştü, yaktı kavurdu ciğerlerimizi. Daha yakın zamanda 12 Şehit, bugün 9 şehit. Ne olacak bunun sonu. Yetmedi mi toprağa verdiğimiz fidanlar, yetmedi mi sönen ocaklar, kaybolan umutlar. Yetsin artık.
Yüce Türk Milletine başsağlığı diliyorum. Kahraman Şehitlerimizin yakınlarına sabırlar diliyorum.
Daha önce bir kısım yazılarımda belirttim. Bu gün yine üstüne basa basa bir kez daha söylemek, haykırmak istiyorum.
Bu Milletin evlatları, geçmişte olduğu gibi bugün ve bundan sonraki bütün günlerde kanının son damlasına kadar, bu ülke için, bu ülke insanı için, bu ülkenin refahı mutluluğu için mücadele etmeye devam edecektir. Kan emici katiller, bu gün size bu fırsatı verenlerinde, elinize silahı tutuşturup yol gösterenlerinde sizinle sonu aynı olacak. Bunu hiç unutmayın. Hiç kimseye verilecek bir avut toprağımız, bir çakıl taşımız yok. Dışarıdan bu ülkeye göz dikmiş leş kargaları, içeriden onlara hizmet eden vatan hainleri bunu iyi bilsinler ve Çanakkale’den başlayıp, 19 Mayıs 1919 da Samsun’dan devam eden, 29 Ekim 1923’e kadar uzanan var olma mücadelesine baksınlar. İşte o zaman ne demek istediğimi daha iyi anlayacaklardır.
Bu gün birlik zamanı, bugün dirlik zamanı, bu gün her zamankinden çok birbirimize ihtiyacımız var, bugün kardeşlik, sevgi ve hoşgörü zamanı. Kan emici katillere demiyorum; Bu ülkenin kurtuluş mücadelesinde, doğudan batıya, kuzeyden güneye hep birlikte savaşan kanını canını veren atalarımızın torunlarına seslenmek istiyorum. Bizim dedelerimiz, ninelerimiz, babalarımız, annelerimiz, kardeşlerimiz tüm yakınlarımız ve bu vatanın tüm evlatları bu vatan için kanını akıttı, onlar hiçbir ayrım gözetmedi, kol kola girdi, omuz omuza savaştı, onlar hiç kimseye kanmadı, onlar emperyalistlerin tuzağına düşmedi ve bu topraklarda özgürce yaşamak, bizlere hür ve bağımsız bir ülke bırakmak için kendilerini feda ettiler. Belki bugün bir çoğu aynı mezarda yatıyor. Gelin sizlerde onların yolundan gidin. Hep birlikte bu ülkenin kalkınması için, hepimizin refahı için, bu cennet vatanı atalarımızdan aldığımız gibi, çocuklarımıza bırakmak için mücadele edelim.
Haberleri izliyorum. Bir çok kanalda alt yazı. Kocaman harflerle; “Etkisiz hale getirilen terörist sayısı 20’ye yükseldi.” Altında küçük yazılarla “ Şehit sayımız 9” oldu.
Beni ilgilendirmiyor kardeşim. Hain, bölücü, kan emici, soysuz sayısının kaç olduğu. O soysuzların bin tanesi benim bir tek şehidimin saçının teline değmez. Benim şehit anamın bir damla göz yaşına değmez. Bitirin, ne yapmak gerekiyor ise, nereye gitmek gerekiyor ise, hava harekatıysa hava, kara harekatıysa kara gereğini yapın lütfen. Bu acı bu gözyaşı dursun artık. Haberlerdeki resmi gördünüz mü. Deprem Çadırının önünde soğuktan ellerini bağlamış iki kadın. Biri Şehidimin annesiymiş. Kahraman şehit Annesine yazdığı mektupta “sana ev alacağım” diyormuş. Hadi şuna yürek dayansın, hadi sizler bu manzara karşısında ağlamadan oturun. Artık Yeter. Eğer bayrakla sokaklara çıkmak gerekiyor ise, şimdi tam sırası. Ay-Yıldızlı Şanlı Türk Bayrağımızla çıkalım sokaklara.
Varlığımızı, bu günümüzü, yarınımızı borçlu olduğumuz Aziz Şehitlerimiz. Ruhunuz Şad olsun, rahat uyuyun. Bu millet dimdik ayakta. Kutsal emanetlerinize sahip çıkmak için, dünya durdukça nöbetteyiz.
Bu vatan kimin ? diye bir soru sormuş birisi, Şair Orhan Şaik Gökyay cevap vermiş;
Bu vatan, toprağın kara bağrında
Sıra dağlar gibi duranlarındır;
Bir tarih boyunca, onun uğrunda
Kendini tarihe verenlerindir.
Bayrak nedir?, toprak nedir ? diye sormuş birisi, Şair Mithat Cemal Kuntay cevap vermiş;
“Bayrakları Bayrak yapan üstündeki kandır, Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.”
Bu Vatan Bizim, bizim kalacak.
Galın Sağlıcakla.