Eski Cumhurbaşkanlarımızdan rahmetli Süleyman Demirel, eşi Nazmiye Hanım'ın durumu ağırlaşıp doktorların;

"Sayın Cumhurbaşkanım gelmeseniz de olur, artık sizi tanımıyor" cümlesine verdiği cevap kadın erkek herkesin kulağına küpe olmalı:

"Ben onu tanıyorum ya..."

 

Alanya görevim esnasında, Tokat ilimizin Topçam seyahat adlı otobüs işletmesi şirketinin bir şoförü ile görevlim Mehmet Yardımcı vesilesiyle tanıştım.

Adı Mustafa, soyadını da bilmiyorum. Telefonuma ‘Mustafa, Topçam' diye kaydettim.

Zaman zaman Alanya'ya uğradığında ziyaretime gelirdi. Yemekli sohbetlerimiz de oldu.

Bozüyük görevim döneminde de ziyaret etti, görüştük. Ne zaman bana yakın geçse mutlaka arardı.

Bingöl görevim döneminde, davet ettim, gelmesini istedim. Ama nasip olmadı.

Hep telefonda görüştük. Ben onu arardım, o da beni. Çok vefakârdı.

Bir kaç ay önce görüştük, hocam kanser tedavisi görüyorum dedi.

En son geçen hafta aradım telefonu cevap vermedi. Ertesi günü aradı, zor konuşuyordu. Şifalar diledim. İbadetlerim arkasından dualar ettim.

Dün (03.06.2023) öğrendim ki vefat etmiş. Mehmet Hoca haber verdi, bir de video göndermiş.

Allah’ım rahmet eylesin. Allah, gösterdiği vefanın yüceliği ile makamını yüceltsin.

Belli, artık son anları. Kendinde değil. Hanımı onunla konuşmaya çalışıyor. Cevap yok, onu duymuyor tabii.

Ama olsun o görüyor ya...

Ona bakarak konuşabiliyor, hiç olmazsa bir soluğu var ya.

Videoyu seyredince rahmetli Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel'in yukarıda aktardığım o sözü aklıma geldi.

O tanımasa da o tanıyor...

O hissetmese de o görüyor.

O duymasa da hiç olmazsa karşısında duyar ümidiyle konuşabilecek ya...

Ne kadar büyük vefa değil mi? Ne yüce insanî duygu!

İşte insana bu yakışır. Vefa bu.

Evlilik dediğimiz şey, işte bu vefa üzerine kurulu bir kurumdur.

Kur’an-ı Kerim’de, Allah Teala bu konuda Rûm Suresi 21. Ayette şöyle buyurur:

“Onlara ısınıp kaynaşasınız diye size kendi türünüzden eşler yaratıp aranıza sevgi ve şefkat duyguları yerleştirmesi de O’nun kanıtlarındandır. Doğrusu bunda iyi düşünen kimseler için dersler vardır.”

Allah aileyi kurmayı istemiş, ailenin bağının sevgi ve vefa olduğunu beyan etmiş.

Gençlerimiz maalesef evliliği bu temel üzerinde düşünmüyor. Geçici hevesleri evlilik için bir gaye olarak görüyorlar. Oysa geçici olanlar bitince evlilik de bitiyor. Ama evlilikle kurulan yuva ömürlüktür. Böyle olması da insani bakımdan düşündüğümüzde gayet tabiidir. Neslin devamı başka türlü mümkün mü? Daha doğrusu sağlıklı ve insana yakışır bir çoğalma ancak bu yolla mümkündür.

Anadolu’da sağlam ve ömür boyu süren evlilikler, kurulan yuvaların hepsi birer vefa örneğidir.