Cambaz Mehmet için söylenen sözleri şöyle özetleyebiliriz: “Çok zekidir. Şeytana külahı ters giydirir. Tazı gibi koşar. Silah atmada ve bıçak sallamada üstüne yoktur.” Külhanbeyleri bile ona saygı duyar, mertliği karşısında severek isteyerek boyun eğerlerdi. Bilirlerdi ki onun tek düşündüğü şey vatandı. Bu sebeple vatan dara düşünce herkes onun direktifleri altında toplanır ve çalışırdı.Zalimlere karşı gaddar, mazlumlara karşı merhametlidir. İstanbul’da 50 bin silahlı adamı vardır. Gizli işlerin yolu Topkapılı’dan geçer.
İşgal altındaki İstanbul’da belki de en doğru istihbaratı onun grubu toplar, Anadolu’ya silah ve mühimmat kaçırılacağı zaman canı pahasına yine onun grubu yapardı. Mustafa Kemal Paşa’nın çok güvendiği bir adamdır.
15 Mayıs 1919’da Galata Rıhtımı’nda olağanüstü bir kalabalık vardır. Rıhtım, seyyar satıcılardan ayakkabıcılara, simitçilerden jandarmaya kadar insan kaynıyordu. İşte o insanlar Topkapılı Cambaz Mehmet’in adamlarıydı. 15 Mayıs 1919 günü Galata rıhtımında olağanüstü önlemler alındı. Amaç Mustafa Kemal Paşa ile 19 kişilik maiyetinin Bandırma vapuruna sağ salim binişini sağlamaktı. Ayrıca yolculuk esnasında da güvenliği sağlıyacak Cambaz Mehmet 50 fedaisini vapura yerleştirmişti.
Bir rivayete göre, İstanbul’da her an silahlanabilecek elli bin kadar adamı vardı Topkapılı’nın. Mustafa Kemal Paşa Bandırma vapuruyla Samsun’a giderken de Topkapılı Cambaz Mehmet gemide Paşa’sının güvenliğini bıçkın delikanlılarla tam olarak sağlamıştı. Artık Anadolu’ya, Millî Mücadele’ye tam destek zamanıydı.
Karakol Cemiyeti, İttihat ve Terakki Cemiyeti ile anıldığı için Millî Mücadele yolunda pek benimsenmemişti. Sivas Kongresi sırasında Karakol Cemiyeti lağvedildi. Yerine Müdafaa-i Milliye Teşkilatı kuruldu. Bu cemiyetin asıl amacı Müslüman ahaliyi işgalci kuvvetlerden korumak ve Anadolu’ya ihtiyaç duyulan zabitleri kaçırmaktı. Halbuki esasen, istihbaratı toplayacak ve Anadolu’ya silah ve mühimmat kaçıracak bir teşkilata gerek vardı. Mim Mim Grubu bu amaçla kuruldu. Bu gizli örgütün Ankara’daki lideri Hüsamettin (Ertürk) Bey’di. İstanbul’daki lideri ise Topkapılı Cambaz Mehmet’ti. Örgütün asıl adı “Müsellâh Müdâfaa-i Milliye”ydi. Baş harfleri “M. M.”nin Osmanlıca alfabedeki okunuşu olan “Mim Mim” kısaltmasıyla tanındığı için Mim Mim Grubu ismini aldı.
Miralay İsmet Bey’in Harbiye nezareti müsteşarlığına getirilmesi haberi M.M. grubu üyelerini çok memnun etmişti.Çünkü bu sayede,terhis olan erlerin adreslerini ve ordudan alınan silahların nerede depolandığını öğrenmiş olacaklardı.
Topkapılı İstanbul’un tüm hırsız ve yan kesicileri göreve çağırır. Topkapılı:
“depolardan silah çalma işini üzerime alıyorum.İstanbul’un bütün tanınmış hırsızları,yankesicileri benim emrimdeler.Bu insanlar hırsızdırlar,yankesicidirler ama aynı zamanda sizin kadar, benim kadar vatan severdirler.”der.
Topkapılı Cambaz Mehmet Millî Mücadele yıllarında ilkin Harbiye Nezareti’nden terhis olunan erlerin adreslerini temin etti, ordudan alınan silahların nerede depolandığını öğrendi ve bu bilgilerin tamamını Millî Mücadele hareketine gönderdi. İstanbul’un neredeyse tüm hırsız ve yan kesicilerini topladı, görevlendirdi. Ardından depolardan silah çalma ve Anadolu’ya kaçırma işini organize etti. Öyle ki, özellikle Taksim, Maçka ve Rami Kışlalarından çalınan silah, mühimmat ve cephane on binlerce tondan oluşuyordu. Hepsini deniz ya da kara yoluyla Anadolu’ya ulaştırdı Topkapılı.
Kendini belli etmeden İngiliz casuslarıyla da çalıştı. Sait Molla’nın evinden çalınan evrak Anadolu’daki ayak oyunlarının önünü kesti. Bu sayede Anadolu’daki İngiliz ajanları deşifre oldu, saf dışı bırakıldı. Hilafet Ordusu’nun harekât planının ele geçirilmesi ve Ankara’ya gönderilmesinde yine onun parmağı vardı. İngiliz İşgal Kuvvetleri Komutanı General Harington’un arabasının çalınıp Mustafa Kemal Paşa’ya hediye edilip gönderilmesini de bizzat Cambaz Mehmet Bey tertip etti. Hatta ünlü istihbaratçı ve işkenceci İngiliz subayı Yüzbaşı Bennett’in arabasının Maslak yolunda taranması ve ardından Bennett’in yaralanıp İngiltere’ye dönmesi işinin arkasında da Topkapılı’nın olduğu söylendi. (Manastırlı Deli Ömer anılarında Bennett’i nasıl taradıklarını anlatmıştır. Fakat gazeteci Nezih Uzel’in 1972 yılında Bennett’le yaptığı röportajda Bennett bu hadiseyi doğrulamamıştır.)