Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesi uyarınca boşanma sonrası yoksulluk nafakasına süresiz olarak hükmedilebilmektedir. Ancak bu uygulama, günümüz hukuk anlayışı ve toplumsal gerçeklikleriyle çelişmekte, ciddi mağduriyetlere yol açmaktadır. Hukukun temel ilkelerinden olan belirlilik ve hukuki güvenlik, süresiz yoksulluk nafakası uygulaması ile zedelenmektedir ve bireylerin ekonomik bağımsızlık ve özgürlük hakları ihlal edilmektedir. 

Özellikle de yaş fark etmeksizin yoksulluk nafakası ödeme yükümlülüğü yüklenen vatandaşlar tazyik hapsiyle birlikte ciddi hak mahrumiyeti yaşamaktadır. Geçtiğimiz yıl nafaka ödemesi yapamadığı için 81 yaşında erkek vatandaş cezaevine girmiştir. Bu tarz olaylar nafaka ödeme yükümlülüğünün sınırlarını değiştirme gerekliliğini gösterir niteliktedir.

Avrupa ülkelerinde daha dengeli sistemler benimsenmiştir. Mesela Almanya’da nafaka, yalnızca istisnai hallerde uzun süreli bağlanmakta; Fransa’da çoğunlukla tek seferlik veya belirli süreli ödemeler yapılmaktadır. İngiltere’de ise “clean break” (temiz kopuş) ilkesi ile boşanmanın ardından mali bağların kısa sürede sonlandırılması hedeflenmektedir. Bu modeller, boşanmanın taraflar arasında süresiz bir ekonomik bağımlılık doğurmaması gerektiğini göstermektedir. Zaten boşanma durumu tarafların ekonomik ve manevi her türlü bağını kesme amacı güttüğünden süresiz nafaka bu amaca ciddi zarar vermektedir. Süresiz nafaka, boşandıktan sonra eski eşleri karşı karşıya getirmektedir ve hatta bazı durumlarda şiddete dahi yol açmaktadır.

Türkiye’de de kadının iş gücüne katılım oranının artması ve sosyal desteklerin güçlenmesi dikkate alındığında, süresiz nafaka artık hakkaniyetli bir çözüm sunmamaktadır. Eski eşten sürekli ödeme almak, bireyin çalışma motivasyonunu azaltmakta, kötüye kullanıma açık bir sistem yaratmaktadır.

Adaletin sağlanabilmesi için nafakanın makul bir süreyle sınırlandırılması, gelir durumu ve istihdam edilebilirlik ölçütlerinin esas alınması gerekmektedir. Modern hukuk, bireyleri eski ilişkilere mahkûm etmek yerine, herkesin kendi hayatını özgürce kurabileceği bir düzeni teşvik etmelidir. Yazımız yoksulluk nafakasına ilişkindir. İştirak nafakasının çocuk reşit olana dek devam etmesini desteklemekteyiz.

Süresiz nafaka değil, sürekli adalet gereklidir.