Aldous HUXLEY  1963 yılında öldü ama  şu sözü günümüzü nasıl da aydınlatıyor: “ İnsanlar zaman içinde , kendi düşünme kapasitelerini  yok edecek olan  teknolojiye bayılacaklar”.

            Mesele teknoloji değil:Mesele teknoloji devlerinin  teknolojiyle  yalnızca insanlar üzerinde  dijital esaret  kurma çalışmaları ve bunun da yeni dünya düzeni kurmak isteyen  küresel elitlerin kontrolü altında olması.

            Bu durum elbette  biyolojik eşitsizlik  anlamına gelmenin ötesinde  insanları zihnen tasmalı hale getirecek.

               Bu süreci hızlandırmanın en kestirme yolu çok hızlı bir biçimde mutasyona uğrayan virüs salgınlarının  insanlık alemini canından  bezdirmesi sürecinden geçiyor.Covid-19 virüsünün  ardındaki organize akıl, dijital devrime/diktatörlüğe  direnen dünyayı Mart 2020’den itibaren rehin aldı.

                Dijital diktatörlüğün “Büyük Biraderi” yeryüzünde bedavaya  sağlık ve hayat istemiyor.

              Virüsün katalizör olarak kullanıldığı bu yeni dünya düzeni savaşında  insanlığın gerek biyolojik, gerek zihni, sağlığı ve hayatı  mikroçiplerle “ kuantum mürekkeple” tehdit altına alınırken teknopoli üzerinden kurgulanan  dijital devrim, insanlığı zihni bir soykırıma tabi tutarak küresel hegemonya oyununu idrakten aciz, salgın karşısında çaresiz insanlık ve milli devletler, ulus üstü küresel ilaç, aşı-gıda- tohum ve su şirketlerine muhtaç yapay zeka ile yönetilmek istenen  zombi bir toplum yaratma yolunda.

              1978 Washington Mutabakatı ile  uygulamaya konulan  Neoliberal  kapitalizm/ kontrolsüz küresel serbest piyasa ya da  teolojik adıyla  Tanrı İmparatorluğu/Mesih’in Krallığı, Finansal Armegedon üzerine kuruludur. 2020 yılına gelindiğinde  dünya nüfusu 7-8 milyardı ve  insanlığın/hane halkı borcu ise  330 trilyon dolara fırlamıştı. Halbuki aynı yıl küresel  gelir ise sadece  89 trilyon dolardı.

               Ancak para, yeryüzünde şeytanı temsil eden şeytanımsı unsurdur.Şekilden şekle girebiliyor.

             1944 Bretton Woods’tan beri  yeryüzünün patronu olan, bütün silahların anası, en ölümsüz  sessiz ve sesli silahların  mucidi,  yeni ve modern dünyanın diğer milli paraları -fiat para dediğimiz para birimleri gibi.

            Küresel para sisteminin  rezerv parası dolar 1944’te  tahta oturduğunda ABD Merkez Bankası,FED’in kasalarındaki 20 bin ton altın stoku  kazığına bağlanmıştı. Bir ons altın (31,1 gr) eşittir 35 Amerikan doları olarak sabit bir “kazık”  sistemiydi bu.Dolar basımı %40 oranında altın standardına bağlanmıştı!

              15 Ağustos 1978 tarihine gelindiğinde  ABD başkanı  Nixon “Doların ipini altın kazığından koparıyorum” dedi. Zira FED’in kasasındaki  altın stoku 8150 tona inmişti….FED’i kontrol eden- ki FED özel bir şirkettir- küresel güç simsarı elitler  daha çok ve kontrolsüz dolar  basılmasını istemekteydi.Bu arada City Of  London’ın  bankerleri, 1957 ve 1964’te Dolara başka virüsler de sokmuşlardı.

              Bu arada ABD  bir katakulli ile Vietnam’a savaş açmıştı. Küresel para sisteminin  “ana”sı, rezerv parası dolara  ilk virüs böyle sokuldu. Bu arada 1961’de FED’i kontrol eden para baronlarının isteğinin dışında  bir dolar sistemi kurmak isteyen  ve 4,3 milyar dolar  da kırmızı şeritli  dolar banknotu bastıran  Başkan Kennedy, Dallas’ta uğradığı menfur  bir suikast sonucu  çoktan ebedi hayata uğurlanmıştı.1978  Washington Mutabakatı adıyla  anılan neoliberalizm salgınıydı.

               Neoliberalizm kısaca  kapitalimin yeni versiyonuydu: Paradan ölçüsüzce , çuvalla para kazanmanın  kibarlaştırılmış adıydı.  Teolojik adı da ; “Tanrı İmparatorluğu”.

             Böylelikle “Finansal Armegedon’a “ giden yolun taşları  döşenmeye devam ediyordu.