Kaybettiğimiz samimiyetimizin, dostluğumuzun, akrabalık ilişkilerimizin, birbirimize olan güven duygularımızın, inanç noktasında, dini değerlerimiz de baş gösteren derin kırılmaları yaşıyoruz
Ahlak değerlerimiz ayaklar altında dolaşıyor.
Pandeminin bize aşıladığı kimseye yaklaşmayacaksın, uzak duracaksın, evde tek başına kalacaksın, kimseyle ilgilenmeyeceksin dozundan fazlaca etkilendik.
Yüzyıllardır bizleri ayakta tutan kültür mozaiğini unuttuk.
Komşusu açken, kendisi tok yatan bizden değildir diyen peygamberin ümmeti ne hale geldi.
Vatandaş niye vereyim benimle mi kazandı diyebiliyor.
Kardeşin kardeşe muhasebe hesabıyla baktığı bu günlerde, karındaş hesabıyla bakmasını umut etmek aptallıktan başka bir şey değildir.
Kazancın bölüşülmesi, paylaşılması ve hatta hatta teklif edilmesi dahi hayalden öte bir durum oldu.
Dostluklar, kurulan menfaat pazarlarında satılır olmuş, kimin ederi kaç para tezgâhlarda belirlenmiş.
Benim kazancım ne olacak? Soruları ayyuka çıkmış farkında değiliz.
İyiliği, dostluğu, samimiyeti, kardeşliği, muhabbeti, insanlığı kerizlik olarak görmeye başladık iyi mi?
Hatalar karşısında o kadar normalleştik ki, başkalarının attığı adımı yanlış sayıp, dedikodusunu yapmaktan çekinmediğimiz gibi aynı adımı kendimiz attığımız da ne var bunda diyebilecek duruma geldik.