"Ya tarih yazacağız ya da tarih olacağız"

Artık siyasette sadece yirmi dört saatte değil bir saatte bile çok şeyin değişebildiği bir noktadayız.

Görünen o ki.

Bir daha gördük Siyasetin ahlakı ve duruşu olmadığını.

Altılı masa bir yıldır bir araya geliyordu.

Sonunda muradına erdiler.

Cumhurbaşkanı adaylarını milli görüşlü Temel’in dualarıyla açıkladılar.

Şimdilik seçim balayına çıktılar.

Akşener, üç Mart’taki Altılı Masa toplantısından sonra öyle sert bir açıklama yapmıştı ki, herkes ister istemez "Sadece masa dağılmadı, paramparça oldu" diye yorumladı.

Haksız da değillerdi.Akşener, “masanın millet iradesinden uzaklaştığını, kumpas kurulduğunu ve kirli pazarlıklar “yapıldığı söyleyip geri dönmeyeceği sinyali vermişti.

Masa “millet iradesinde uzaklaştığını” söyleyeceksiniz dekar beni de aranıza alın diyeceksin.

Masada “kumpas kurulduğunu” dilendireceksiniz sonar geleceksiniz masanın ayağı olacaksınız.

Masada “kirli pazarlıklar” yapıldığını kamuoyuyla paylaşacaksınız bunları bir kenara bırakıp masanın ortağı olacaksınız.

Bunları söyleyen yılların siyasetçisi.

Hatta "Ya tarih yazacağız ya da tarih olacağız" gibi büyük büyük laflar da etmişti.

Üç günlük tarih yazdı ve sonunda masaya ayak oldu. 

Ne tarih yazı nede tarih oldu kalktığı masaya geri döndü.

Ya kalkmayacaksın, ya da tekrar oturmayacaksın.

Kalkmadan önce koca, koca laflar etmeden önce düşüneceksiniz.

Kalkacağın yeri neden terk ettiniz diye sormazlar mı?

Altında kalkamayacağın büyük lafları niye sarf etiniz demezler mi? Kılıçdaroğlu aday olursa biz seçimleri kazanamayız diyeceksiniz masayı terk edeceksiniz.

Tekrar ne değişti..

Cuma günü kazanamayacak aday olan CHP lideri, Pazartesi günü kazanacak aday vasfını kazandı?

Üç gün dayan bildiniz.

Cuma günü: Altılı Masaydınız.

Cumartesi, Pazar günü: Beşli Masa oldunuz.

Pazartesi günü: tekrar altılı masa oldunuz.

Cumhurbaşkanı adayımız  Kemal Kılıçdaroğlu dediniz.

Aylar öncesinde bunu görmediniz mi?

Gördünüz de neden o zaman masadan kalkmadınız demezler mi?

Masa ortağı olduğunuz günlerde sizleri ögen CHP’liler.

Üç gündür demediklerini bırakmamışlardı  "Truva atı" ve "AK Parti'nin ajanı Sağcılara güven olmaz, Sağcılarla yol yürünmez, Sağcılar şöyledir. 

Sağcılar böyledir” " dedikleri Meral Akşener'i yeniden masanın başköşesine oturttular.

Meral geldi de, Kılıçdaroğlu niye kabul etti.

Kemal Kılıçdaroğlu mutlu mu mutlu. 

Cumhurbaşkanı adayı olarak siyasi yaşamını sonlandıracağı için sevinçli mi sevinçli.

Ne diyelim, en azında adaylarını belirlediler. 

Bu hamur daha çok su kaldırır gibi görülüyor.. 

Önümüzde milletvekilliği, bakanlıklar ve bürokrasi pazarlıkları var. 

Bu masa daha çok devrilir gibi duruyor. 

Bu durumda her an her şey olabilirdi ve oldu da... 

Gerçi bundan sonra kırılmış bir masayı ne kadar yapıştırmaya çalışırlarsa da o masa artık eski masa değil.

Şimdi zannediyorlar ki biz kavga ederiz, birbirimizi itibarsızlaştırırız, ağzımıza geleni söyler masaları deviririz, sonra da bir şey olmamış gibi oturup hayatımıza devam ederiz. 

Millet de koyun gibi bize inanmaya devam eder ve seçimde odunu koysak seçtiririz. 

Diye düşünüyorsanız seçimlerin sonucu sandık belirlemekte.