KADINLARIMIZ:
Kadınlarımız;
Bizim kadınlarımız, Hatunlarımız. Bacıdır, abladır, teyzedir, haladır, sevgilidir, yar dir, dosttur, arkadaştır, yoldaştır, seven, sevilendir, ardından ağlayandır, ağıtlar yakandır, özleyen, özlenendir, aşk tır, şiirdir, şarkıdır, hayat verendir, pusuladır, emzirendir, doyuran, besleyen, büyütendir, adam edendir, Toprak’tır, sudur, Güneş’tir, Işık’tır, hayattır bizim kadınlarımız.
Bu gün 8 Mart Dünya Emekçi kadınlar Günü.
8 Mart 1857 tarihinde Amerika’da dokuma işçilerinin grevi üzerine, polisin saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi ve ardından çıkan yangın sonucu 129 kadın işçinin can vermesi üzerine anılmaya başlayan, Türkiye'de ilk kez 1921 yılında "Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanan, "Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı" programından Türkiye'nin de etkilenmesiyle, Ülkemizde 1975 yılında "Türkiye 1975 Kadın Yılı" kongresinin yapıldığı Kadınlar günü.
12 Eylül 1980 Askeri Darbesi'nden sonra dört yıl süreyle ara verilen, 1984'ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından "Dünya Emekçi Kadınlar Günü" kutlanmaya devam edilen Kadınlar günü.
Nedendir bilmiyorum ama son zamanlarda daha fazla şiddete maruz kalıyor kadınlarımız. Cinayete maruz kalıyor, hayatlarını kaybediyorlar. Bir bakıyorsunuz, birilerince
“Karnından sıpayı, sırtından sopayı eksik etmeyeceksin” diye aşağılanıyor, bir bakıyorsunuz, yine birilerince hamileyken sokağa çıkması çirkin diyerek evine hapsedilmesi gerektiği dillendiriliyor, bir bakıyorsunuz, parmağının ucundan erkekleri tahrik ediyor, bir bakıyorsunuz saçının bir teli görününce cehennemde cayır cayır yanıyor.
Bırakalım bütün bunları değerli okurlarım.
Bana göre kadın, ANA’dır ANA. “ANA GİBİ YAR OLMAZ” denilen ANA. Şehit eşinin, Kınalar yakarak Askere gönderdiği, Vatan için, namus için canını feda eden Kınalı Kuzusunun başında Vatan Sağ olsun diyendir Kadın. Kurtuluş savaşında cepheye cephane, erzak taşıyandır, Kara Fatma’dır, Kurtuluş savaşı kahramanı İmam köylü Ayşe Çavuş, Ayşe çavuşlardır kadın. Son cümle VELİNİMETTİR kadın. Zaten ANA dediğinizde her şey biter. Üstüne söz yoktur.
Çoğunluğunuzun, hatta istisnalar, soysuzlar, şiddet uygulayanlar, töre cinayeti sonucu kadınlarımızı katleden katiller hariç tamamınızın benimle aynı görüşte olduğundan hiç şüphem yok.
Kırşehir’den, Anadolu’nun Kültür Başkentinden tüm Dünya kadınlarının 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününü kutluyorum.
Umuyorum bu ve bundan sonraki günlerde Kadınlarımız toplumda hak ettikleri yeri alırlar. Yine umuyorum töre cinayetlerine kurban gitmezler, şiddet görmezler, hiç kimse ama hiç kimse tarafından hor görülmez, aşağılanmazlar.
Bütün günler, bütün güzel günler, bütün aydınlık günler, bütün mutlu günler, kadınlarımızın günü olmalı diye düşünüyorum. Dedim ya kadının ANA olması her şeye değer. Sizce de değmez mi?
Kadınlar günü bundan sonra da tüm kadınlarımıza yaraşır şekilde kutlanmaya devam etmeli. Kırşehir’imizin fedakâr, cefakâr, hürmetkâr kadınları için güzel kutlamalar yapacaktır diye umuyorum.
Ben bugün Anama giderim. Mezarı başında dua eder, hasret gideririm, dertleşirim. Bilirim, ben onu duyamam ama o beni duyar.
Anası hayatta olanlar, bugün Ananızın ellerini öpün. Gözlerini, yüzlerini, ayaklarını öpün. Defalarca öpün, Uzaktaysa arayın, sesini duyun. En büyük hediyeyi vermiş olursunuz. Ondan sonra da eşiniz ve Annesinin gününü kutlayın. Ardından Bacılarınızdan başlamak üzere tüm Kadınlarımızın gününü kutlayıp tebrik edin. Hadi göreyim sizi.
Bir kez daha, başta Kırşehirli kadınlarımız olmak üzere, Ülkemiz ve tüm dünya kadınlarının Kadınlar Gününü kutluyor, hepsinin önünde saygı ve hürmetle eğiliyorum.
Üstat Nazım Hikmet’ bir sözü ile bitirmek istiyorum.
“ YÜREKLİ BİR KADININ BAŞI, YÜREKSİZ BİR ERKEĞİN OMUZUNA AĞIR GELİR.”
Galın sağlıcakla.
Affınıza sığınarak Kadınıma, eşime, hayat arkadaşıma, yoldaşıma Atilla İLHAN’ın bir şiirini armağan etmek istiyorum
AYDINLIK NEYİN OLUYOR?
Aydınlık neyin oluyor senin,
Gökyüzü akraban filan mı?
Beni bulur bulmaz gözlerin,
Şimşek çakıyorum yalan mı?
Yüzünde yalazını gezdirdiğin,
Saçlarından tutuşmuş orman mı?
Akla ziyan bir şey elektriğin.
Ayışığı mavisi dudaklarından mı?
O ışık zenginliğimi giyindiğin?
Uzay tozları mı, yıldızlardan mı?
Elime dokunduğu an elin,
Güneşler açıyorum, sahi ondan mı?
Aydınlık neyin oluyor senin.