Dış görünüş hiç şüphesiz pek çok insanın önem verdiği konulardandır. Ellerimiz, burnumuz, saçımız, kaşımız, boyumuz bunun gibi çoğaltabileceğimiz vücudumuzdaki birçok şey karakter hakkında ipuçları barındırır.
Modernizim, sinema, sosyal medya, popülerleşen estetik, estetik algısının dışında kalan ve kusur sayılan ve genelde genetik bir miras olarak taşıdığımız özelliklerimiz özellikle çocukluk çağında zorba anıları sebebiyle kendini olduğu gibi kabul etmekte zorlanır. Bireyi özgüvenini yitirmekle karşı karşıya bırakır. Oysa her insan atalarının genetik mirasının taşıyıcısıdır. Vücudunda kendisi ile beraber ailesini yansıtır. Geldiği dünyada üsteleneceği karakter ve kişilik dış görünüşünde okunacak bir kitap gibi kendini belli eder. Tabii ki bu konu aynı zamanda ön yargı yapmamayı da gerektirir. Önceki yazımızda belirttiğimiz üzere en büyük yanılgılar kesinliklerden doğar ve her şey çok boyutludur. Gerçek çoğu zaman ayrıntılarda gizlidir ve kendini meydana getiren diğer unsurlarla bağlantı içindedir.
İnsanların saç, el, kulak, burun gibi yapılarının özelliklerinden hareketle karakter yorumu yapan ilme kıyâfet, bu ilim ışığında ortaya konulan eserlere de kıyâfetnâme adı verilir. Doğu’da’ İlm-i Firâset’ olarak da bilinir. Bu ilmin yaygın olarak bilinen ismi fizyonomidir. Hitler’in katliamına maruz kalan insanların incelenmesi sonucunda Batı’da fizyonomi adını almıştır. Dünyada bu ilme ilk kez sistemli şekilde yaklaşanlar “Mien Shiang” ile Çinliler olmuştur. Çinlilere göre kaş, göz, ağız, burun ve kulaklar yüz okumada çok önemlidir ve bu uzuvlardan en az birinin orantılı olması on yıl mutlu yaşama garantisidir.
Eski Yunan düşünürleri Hipokrat, Aristo ve Platon da kişilerin ruh halini öğrenmek için bu ilimden faydalanmışlardır. Hipokrat’ın ölmüş insanı tasvir edişi “Hipokrat maskesi” olarak doktorlar tarafından kullanılır.
Edebiyatımızda Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın Mârifetnâme adlı eserinde örneklerine rastlanır ve ilk müstakil kıyâfetnâme eserimiz Hamdullah Hamdi’nin Kıyâfetnâme’sidir. Osmanlı Devleti’nde saraya insan alınırken ve göreve getirilirken bu ilimden faydalanılmıştır. Karakter tahlili yapılırken tüm uzuvlar dikkate alınmalıdır.
Genel anlamdaki bazı genel bilgiler şunlardır:
GÖZ:
Gözleri iri olanlar olgun, zarif ve narin olur. Küçük gözlüler ihmalkar davranır. Gözünün karası yoğun olanlar zeki kişilerdir. Gözünün akı fazla olanlar çabuk inanır. Gök gözlü olanların nazar enerjisi yüksektir.
BURUN:
Burnu uzun olanlar inatçıdır. Burnu küçük olanlar korkak olur. Yuvarlak burun ucuna sahip kişiler neşeli kişilerdir. Burun kapakları geniş olan kişiler zevklerine düşkün olmakla beraber güçlü kişilik özelliğindedir. Yalan söylemeye ve maceraya yatkınlıkları vardır.
KULAK:
Kulağı büyük olanların ezberi ve hafızası kuvvetlidir, kültürlü ve bilgiçtirler. Küçük kulaklılar dönek, orta boy kulaklılar dürüst olur.
DİŞ:
Dişleri düz ve geniş olanlar dürüst ve çalışkandır. Dişleri küçük olanlar tembel, seyrek olanlar bedenen zayıf olur. Dişleri üst üste binenler inatçı kişiliğe sahiptir.
BOY:
Uzun boylular saf, kısa boylular fesat ve kibirlidir. Orta boylu olmak akla ve anlayışa işarettir.
AĞIZ:
Ağzı büyük olanlar cesur, küçük ağızlılar korkak olur. Ağzı eğri olanlar kötü alışkanlıklara meyilli olur.
DUDAK:
Dudağı kalın olanlar sinirli, kızgınlığı fenadır. Kırmızı ve inceyse anlayış sahibidir.
EL:
Elinin tabanı geniş olan fedakar olup merhamet sahibidir, ayrıca yeteneklidir. Küçük elliler zarif ve güzeldir.
KAŞ:
Kaşının kılları çok olan üzüntüye yatkındır. Ucu ince olan fitne çıkarıcıdır. Siyah ve ince kaşlılar işveli cilveli olur.
SAÇ:
Siyah saçlılar sabırlı, edepli olur, sarı saçlılar öfkeye yatkın ve kibre meyillidir. Seyrek saçlılarda cömertlik, nezaket ve bilgiçlik vardır. Kızıl saçlılarda korku ve öfke bir arada bulunur. Saçı yumuşak olan uysal sert olan inatçıdır.
ALIN:
Alnı geniş olanın zekası keskin, dar olan ise en ufak şeyleri bile sıkıntı edecek mizaçtadır. Normal ölçülere sahip bir alın denge ve yeteneğe işaret eder. Aşırı enli alına sahip kişiler övünmeyi sever ve kibre yatkındırlar. Gözlerin üzerine doğru çöken alın cesarete ve enerji yüksekliğine işarettir. Küçük ve yuvarlak alına sahip insanlar yalana, kibre, yüzeysel düşünmeye sahip olabilir. Yuvarlak ve büyük alın hınçlı olmaya, çabuk sinirlenmeye müsaittir. Kırışıksız düz alın kibarlığa, dış görünüşe önem veren süse düşkünlüğe delalettir.
TEN RENGİ:
Esmer tenliler zeki, iyi niyetlidir. Teninin rengi kırmızıya çalanlar utangaçtır.
PARMAK:
Uzun parmaklılar anlayışlıdır, fen ilimlerinde başarılı olur. Parmağı geriye rahatça kıvrılabilen uysal, parmağı geriye rahatça kıvrılamayan inatçı kişiliktedir.
Bu estetik çağında bu ilimden faydalanmanın eski zamanlara göre kıyaslandığında ne kadar zorlaştığını söylediğinizi duyar gibiyim. Ben de sizinle aynı fikirdeyim. Etrafımızda ve dijital dünyamızda karşımıza neredeyse aynı burun, aynı yanak, aynı çene, aynı dudakta insanlar çıkıp durmakta. Bu halleriyle güzellik ölçülerine uymanın dışında kıyâfetnâme ilmiyle bakıldığında daha çok kibirli olduklarını fısıldıyorlar. Böylece pek çoğu hem bu ilmi, hem bizleri ilk görüş yanılgısına düşürüyor. Birçok insan farklı olmayı arzularken aynılaşmanın tezatına düşüyor. Kendisinden, atalarından ve ailesinden kaçmak için sanki yüzünün aynasına soluyor. Buharında şekillenen yeni görüntüsüyle kendisinden kaçışına daha cesur, daha özgüvenli adımlar atıyor. Farklı olduğunu hissedip görüntüsünde aynılaşıyor.
FİZİKSEL ÖZELLİKLERDEN KARAKTER OKUMA: KIYÂFET
Yaprak Karahan
Yorumlar