Tüm alış verişlerimi pazar esnaflarımızda yaparım.
Pazarda alış veriş bize atalarımızda miras kaldı.
Çocukluk yıllarımızda aldığımız pazarcı kültürü devam ediyor.
Babam Ailesin geleceği için gurbet ellerdeydi.
Bahsetmiş olduğum yıllar altmışlı yılların sonu.
Amcamla birlikte kalırdık.
Her zaman pazarlara amcamla giderdik.
Çukurçayırda oturuyorduk evimizin önünde bahçemiz vardı.
Annemin yetiştirdiği sebzeleri pazarda satardık.
Bahçemizde yetiştirdiğimiz ürünlerin pazarda çok kıymeti olmazdı.
Üreten çok alan azdı.
Annemin yetiştirdiği sebzeleri çok ucuza satardık.
Bizimle pazarlık yapanlar üreticinin emeğinin hakkını vermezlerdi.
Bizde çocuktuk bahçemizde ürettikten sebzelerin kıymetini çok bilmezdik müşteri gönlünde ne verirse satardık.
Müşterilerde hiç vicdan yoktu bedava almak için pazarlık yaparlardı.
Pazarda beklemekten sıkılırdık.
Bazen bizden pazar satıcıları alıp yüksek fiyatlara gelen müşterilere satarlardı.
Mesele şu ki,
Neden her zaman muhtaç olanlardan satın aldığımız zaman güç bizde oluyor?
Ve neden biz ihtiyacı olmayan insanlara karşı cömert olduk?
Neden ihtiyaç sahiplerine Karşı cömert olmuyoruz.
Üreticinin malının değerini vermiyoruz.
Halkın alım gücüne bakmak istiyorsanız pazarları geziniz.
İnsanların nasıl alış veriş yaptıklarına bakınız.
Bugün pazarda bir pazarcı esnafın yanında muhabbet ederken.
Alış veriş yapan insanlarda dikkatimi çekiyordu.
Pazarda post cihazları yok bu yüzde insanlar ceplerindeki parasına göre alış verişleri yapıyor.
Ne güzel değil mi bankanın parasına güvenerek alış veriş yapılmıyor.
Cebinde olduğu kadar.
Orta yaşlı yakışıklı bir bey geldi muz istedi esnaf arkadaşda tarttı kırk lira beyefendi dedi.
Kırk lira çok dedi o kadar param yok bir kilo alayım dedi.
Esnaf arkadaş nerelisiniz beyefendi dedi ben depremzedeyim Maraşlıyım dedi.
Esnaf arkadaş o zaman benden olsun para istemiyorum dedi.
Beyefendi kesinlikle olmaz param kadar alayım dedi.
Pazarcı ısrar edince depremzede utanarak muzları aldı.
Ben dedi “Maraşta esnaftım, işyerim göçük altında kaldı,evim eşyalarım enkaz altında toprak oldu, üzerimdeki elbise, mont,ayağımdaki ayakkabı eski Kızılay’da aldım”.
Şükür canımız sağ .
Ve gözlerinde yaşlar döküldü.
Daha sonra bir başka bayan çocuk kucağında eşi yanında depremzedeymiş esnaf arkadaş ondanda para almadı.
Her birisin içinde taşıdığı güzlerinde gördüğünüz acısı saklıydı.
Bugün ilimizde ikamet eden depremzedelere sahip çıkan bir halkımız var.
Ülkemizde ahlak yozlaşmış olsada güzel insanların nesli devam ediyor.
Kırşehir’de, ülkemizde böyle insanlar var oldukça biz güçlüyüz dedim.