Son yıllarda sakin, huzurlu, yaşanır Kırşehir’de trafik kuyrukları olmakta.
Kırşehir ulaşımının kaburgasını teşkil eden, iki adet ana arter vardır.
Bunlardan birincisi ve en önemlisi, kentin merkezinde geçen Ankara Caddesi ve terme Caddesi.
Bunlara birde Lise caddesini de ekleye biliriz...
Aşağı yukarı Kırşehir ulaşımının çoğu Ankara ve terme caddesi üzerinden yapılmaktadır.
Bu ana cadde kıyısında, ticari alanların ve iş yerlerinin oluşması sebebi ile de her iki güzergâhtan iki şeridi park eden araçlarla işgal edildiği için de faal ulaşım şeridi bir gidiş ve gelişe düşmüştür.
Böyle olunca da Kırşehir’in ulaşımın yarıdan çoğunun yükünü taşıyan bu caddenin yetersiz kaldığı açıktır.
Ulaşımdaki bu aksaklığın çözümü için yerel idare hiçbir adım atmadığı gibi, ulaşımdaki problemleri çözüyorum diye ortaya attığı çalışmalar, ulaşımı kolaylaştıracağı yerde, daha da zorlaştırıyor.
Trafik akışını durdurduğunuzda kuyruklar oluşuyor.
Belediye trafik zabıta olaylara müdahil olmuyor.
Araç sahiplerde kurallara uymuyor.
Böyle olunca da Kırşehir’de bile trafikte kuyruklar oluşuyor.
Şerit daralması sayesinde de trafiğin akışı yavaşlıyor.
Kırşehir’in nüfusu ne ki yüz elli binlik bir şehirde trafik akışı daha kolay olmalıyken zorlaştırılması doğru değil.
Bugüne kadar ilimizi idare eden Belediyelerin hiçbirisi, Kırşehir’i birlikte yönetelim, sorunları birlikte çözelim, mantığı ile hareket etmedi.
Hatta Belediye Başkanları çoğu zaman Belediye meclislerinde tartışılmadan, tek bir kafanın istekleri doğrultusunda sorununu çözmeye çalıştılar.
Bunu yaparken de oy kaygısı ve siyasi getirim beklentileri uğruna yeni yerleşim alanlarını başıboş bıraktılar.
Halen çarşının göbeğinde kalmış çoğu, sokaklara park edilen araçlar yüzünden, kaldırımlarda bile yürünmüyor.
Yangın olduğunda değil ulaşım, itfaiye aracı bile girmeme şansı yok.
Her iki taraf ve yayalar için ayrılmış kaldırımlar bile araç parkı.
Aracını düzensiz park edenlerin yüzünde özürlü vatandaşlar için yapılmış yerler bile kapanıyor.
Özürlü vatandaşların geçiş alanları elinden alınıyor.
Onun içindir ki belediyeler yerleşime açılacak bölgelere, vatandaştan önce gitmeli.
İmar ve alt yapı hizmetlerini, okul, cami, park vs. gibi sosyal donatı alanlarını önceden tespit edilmeli.
O bölgeye gelecek nüfusu da bilerek sokak ve caddelerin genişliğini önceden tespit etmelidir.
Vatandaş gelişigüzel iskân yaptıktan sonra, o bölgenin ulaşım ve altyapı ile imar sorunlarını çözemezsiniz.
Yapılaşma olmadan alt yapı bitmeli.
Daha sonra imara açılmış alanlara konutlar verilmeli.
Geliş güzel yapılan konutlarda park sorunları yaşanıyor.
Gelecek günlerde bu sorun daha da çözülmez olacak gibi gözüküyor.