Türküler, ruhun dilidir…

Anadolu’nun acısını, sevincini, aşkını, ağıtlarını, yaşamını anlatır.

Bazen karşımızdaki kişiye kuramadığımız cümleleri bir şarkı özetleyebilir. Çoğu zaman “ne kadar da beni anlatıyor” dediğimiz şarkılar dinlemişizdir… Duygularımızın tercümanı şarkıların aslında neler söylediğine, ne kadar derin anlamlar yüklendiğine şahit olmaktayız…

Bozkırın tezenesi Neşet ustanın dilinden dökülen ve aslında bizi kendi ‘insanlığımızla’ yüzleştiren “Yolcu ” türküsü köşemizin konusu…

“Bir anadan dünyaya gelen yolcu, görünce dünyaya gönül verdin mi”?…

Çoğu zaman unuttuğumuz bu gerçek, hiç ölmeyecek gibi yaşadığımız bu hayatı sorgulatıyor bize

“Bir anadan dünyaya gelen yolcu,

Görünce dünyayı gönül verdin mi?

Kimi büyük, kimi böcek, kimi kurt,

Merak edip hiç birini sordun mu?

İnsan ölür ama ruhu ölmez

Cehennem azabı zordur çekilmez,

Azap çeken hayvanları gördün mü?

İnsandan doğanlar insan olurlar)

Hayvandan doğanlar, hayvan olurlar

Hepisi de bu dünyaya gelirler,

Ana haktır sen bu sırra erdin mi?

Vade tekmil olup ömür dolmadan,

Emanetçi emanetin almadan,

Ömrünün bağının gülü solmadan,

Varıp bir canana ikrar verdin mi?”

“İşte burası bir derya bir deniz bir kitap konusu başlı başına…

Neşet Usta diyor ki ecel gelecek, boş şeylerle çok meşgul oluyoruz.

Dünya işleriyle yaramaz şeylerle vakit kaybediyoruz.

Yani gülenlerin, gül yüzün solmadan, lafı çok evirip çevirmeden, Allah’a ve Allah’ın Resul’üne iman et.

Dinim İslam, kitabım Kuran, peygamberim Hz. Muhammed de.

Unutma, ömrünün dakikaları sayılı.

Boşuna harcama onları.

Sorarlar öbür tarafta onun hesabını.

Var, cananların cananı, Allah’ı ikrar et hidayete er.

Garip bülbül gibi feryat ederiz,

Cehalet elinde küsmü kederiz,

Başımıza ne geldiyse İslam dininde uzaklaştığımızın yüzünden geldi.

Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz,

Kimseye kalmayacak bu dünya Neşet Usta’ya da kalmadı…

Bana da kalmayacak sana da kalmaz…

Dünya senin vatanın mı yurdun mu?

Dünya kimsenin yurdu değil…

Kabir kapısında geçilecek olan ahiret asıl yurdumuz...

İnşallah, “Vade tekmil olup ömür dolmadan,

Emanetçi emanetin almadan,

Ömrünün bağının gülü solmadan,

İman edenlerden mümin olarak emaneti teslim edenlerde.