Çayımı da demledim geldim.
Hele bir toplaşın, diyeceklerime sizler ne dersiniz?
Bizden çok Ben ön plana çıkıyor, toplumsal gelişimden çok kişisel gelişim borusu öttürülüyor.
Birileri itiraz edecek, size katılmıyorum, yanlış düşünüyorsunuz, zaten sizi gözüm tutmamıştı, saçlarınızın beyazlamış olması da beni rahatsız ettiği gibi itirazlar ile gerçekleri gölgeleyip konuyu başka yere çekmek isteyebilirler. Siz onları dinlemeyin yanaşın yamacıma.
Yazıyı sonuna kadar okumadan celallenmeyin hemen, gece yarısından sonra gerçek ortaya çıkıyor.
Yaşananlar ne akılla, ne izanla, ne de başka herhangi bir şeyle izah edilecek gibi değil.
Üstüne iki soda içseniz bile çok fayda etmiyor, sabah gerçeğe kaldığınız yerden devam ediyorsunuz.
Herkes bilir ki, davranış ve düşünce değişikliği kısa zamanda olmaz, yolda içinden üç harfli çıkan bir lamba bulmamışsanız çok kısa sürede hayatınızda büyük değişimler beklenmekte.
Kimsenin başaramadığı şeyleri başardığını sanıyor ve dahi inanıyor. Gel de gülmekten ölme!
Şunu da söyleyeyim de iyice heyecanı arttırayım, sadece kendilerini yükseltmek için çaba içine girenler, egosunu tatmin edenler, heva ve heveslerine uyanlar ve şehrin sosyal projelerinden uzaklaşarak toplumu görmezden gelenler, vatandaşların sorunlarını kendi sorunları olarak görmezler.
Labaratuvar işini yapıyor.
Sen değerlisin, kimse senden daha değerli değil, herkes senin etrafında dönüyor, sen büyüksün, sen alırsın, sen yaparsın gazını içine çektirenler zehirliyor, alkol komalarına sokturuyorlar, kendisini vazgeçilmez bir prenses gibi eşi dahi olmadığı vehmine kapılmasını sağlıyorlar.
Herkes kilosunu, çapını biliyor. İçinde bulunduğunuz koşulları gözden kaçırarak belirlediğiniz hedef, sizin hedefiniz olmaz.
Sürekli hayal kuruyorsunuz. Siz hayal kurarken bir de bakarsınız ki sizin kurduğunuz hayali sizin rakip olarak gördüğünüz felan yaşıyacak. Bence yeter artık siz de anneniz gibi kısır partilerinde ki dedikodularına dönün.