Çabalamak: Uğraşmak
Çağ-çaa: Ev hamamı
Çağırmak: Türkü söylemek. Seslenmek
Çakıldak: Koyunların kuyruk altında biriken kurumuş pisliğ
Çakıldaklı: Boş yere konuşan
Çalgı: İnce sağlam dallardan yapılmış ahır süpürgesi, havlu
süpürgesi
Çalgın: Topal
Çalkama(ç): Ayran
Çalma: Kibrit
Çamsımış: Bozulmaya başlamış et
Çangaza: Çenesi düşük, çok konuşan
Çaput: Bez parçası
Çar: Tülbent
Çardak: İnsanların gölgelenmek ve sığınmak için yaptığı
korunak
Çarık: Hayvan gönünden yapılan ayakkabı
Çarkıt: Bozuk
Çarmaçar: Elinde bişey gelmeme durumu, ümitsizlik
Çarpana: Düğünde oynamak için parmaklara takılan zil
Çatal kapı: İki tarafa açılan bahçe kapısı
Çavmak: Bir şeyin yön değiştirmesi, suratle kayıp gitmek,
güneşin çıkması
Çavunduruk: Kağnı malzemesi
Çebiş: Kuzulamamış keçi, bir yaşındaki keçi
Çekiş: Dövüş, kavga
Çelen: Toprak damlı evin saçağı
Çelmek: Bir şeye set olup devirmek
Çemkirme: Sözle sert karşılık verme -saygısızlık
Çemremek: Sıvamak
Çemrenmek: Bir iş yapmak için kol ve bacakların giysisinin
yukarı toplanması
Çenet: Bacak arası, kalça, bitişik iki parçadan biri
Çenilemek: Köpeğin acı acı feryat edercesine ürmesi
Çente: Çanta
Çepin: Çapa
Çer: Sara hastalığı
Çerçi: Eskiden köylerde at arabasıyla satış yapan seyyar satıcı
Çere: Turşu küpü
Çerez: Kuruyemiş
Çerik: Taneli ürünlerin ölçü kabı (asgari 5 kg)
Çeten: Kağnı üzerine kurulan buğday saman taşımak için
kilimlerden yapılan büyük torba
Çetene: Küçük taneli, insanların yediği bir çeşit bitki tohumu
Haşhaş gibi
Çıbırga: İnce düz çubuk.
Çığır: Karda açılan yol
Çığırtma: Yağda kızartılarak yapılan ortası delik çörek
Çığlamış: Nemlenmiş
Çık(h)la: Sade, katıksız, öz
Çıkı(n): Azık bohçası, elbise bohçası
Çıkılamak: İhtiyaç olan şeyleri bir yerde toplamak
Çıra: İdare lambası, çamın sakızlı kısmı
Çırpma: Çoban salatası
Çısık: Nemli ıslak
Çıtılgı: Yakmak için toplanan ince ağaç parçaları
Çıtırık: Kuru, zayıf, hareketli
Çıtlak: Çatlak
Çıtlık: Yabani hafif acımsı lezzetli bir ot.
Çiğleme: Hamile keçi
Çiğsimek: Soğmak, nefret etmek
Çimetir: İştahsız
Çimmek: Yıkanmak, yüzmek, banyo yapmak
Çinik: Bir tenekenin yarısı tahıl ölçeği, Taneli ürünlerin ölçü
kabı(asgari 8 kg)
Çinkem: Çok az azıcık
Çinti: Bol dikilmiş fistan, Tumman
Çir: Kayısı kurusu
Çirpi: Çalı parçası
Çiselemek: Çok ince ve çok hafif yağan yağmur
Çit: İnce kumaş
Çitil: Sebze fidesi
Çitimek: Yün çorabın eskiyen yerini tığ ile örmek
Çitlek: Ayçiçeği
Çolak: Kolu tutmayan
Çollu: Hastalıklı
Çor: Yara, bere, hastalık
Çorak: Tuzlu
Çoruh: Camızın yavrusu (Dana ile düve arası)
Çot: Topal, aksak
Çotuk: Asma kütüğü
Çöğ: Dağın zirvesi, doruk
Çöğdürmek: Ayakta işemek
Çöğmek: Ayakta, baş dik, göğüs ileri bir vaziyette durmak.
Bir tarafa eğilmek.
Çökelek: Yağı alınmış yoğurt süzmesinden yapılan peynir
Çömçe: Yemek kepçesi
Çördük: Küçük cins armut meyvası
Çörtten: Toprak damdan suyun akması için çelene yerleştirilen oyuklu ağaç,
Çul: Eski kilim
Çulhaki: Zayıf iplikten yapılmış kaba kumaş
Çullama: Kavrulmuş undan yapılan tereyağlı sade aş
Çullu: Pejmürde kişi. Dağınık giyinen
Çuval: Elde dokunmuş büyük torba
Çük: Pipi
Çüş: Eşeğe dur demek
Çüştümbil: Sırta binilerek oynanan bir çocuk oyunu.