Osmanlı - Kırım Savaşı ...
Osmanlı' ya cephede savaşacak asker lazımdır ...
Sıkıntı büyüktür , İmparatorluk sınırlarında yaşayan etnik grupları askere alma fikri bile düşünülür ...
Ancak daha sonra Adana , Osmaniye ve Mersin etrafında konar göçer bir hayat yaşayan Avşarlar gelir akıllarına ...
Konar göçer bir hayat yaşadıkları için başta Devle -i aliye olmak üzere kimseye bir bağlılıkları yoktur ...
Yiğit ve savaşçıdırlar yeri geldi mi gözlerini budaktan esirgemeden yalın kılıç dalarlar savaşa , kavgaya ...
Serde başıboş özgür yaşamları vardır , bayraklarındaki kurt gibi hiçbir emir altına girmezler , girdiremezler ve askerlik gibi düzenli birliklerde yapamazlar ...
Şalvarı şaltak Osmanlı
Eğeri kaltak Osmanlı
Ekende yok biçende yok
yiyende ortak Osmanlı ....
Diyerek vergi bile vermeden yaşarlar ....
Ekin ekme eğlenirsin ,
Bağ dikme bağlanırsın ,
Sür keçiyi, çek deveyi ,
Gittikçe beğlenirsin ...
Kafasında özgürce kışın ovaya , yazın yaylaya göçüp hayvancılıkla uğraşıp günlerini geçirirler ...
Dedik ya asker lazımdır Osmanlı ' ya , haber salınır bizim Avşar boyuna ama cevap sıkıntılıdır ...
Red cevabını alır Osmanlı ve bu duruma bi çeki düzen vermek ister devlet aklınca ....
Yıl 1864 ...
Kırım savaşından sonra vergi vermeyen , devlet kanuna uymadan yaşayan bu boya bir harekat düzenleme kararı alınır ...
Fırka-ı İslahiye ....
Adında hem askeri hemde sosyolojik yönüyle öne çıkan bir birlik oluşturur Osmanlı ....
Derviş Paşa gayrı kına yakınsın ,
Böbür böbür dört bir yana bakınsın ,
Ama bizden gece gündüz sakınsın ,
Öç alırız ilk fırsatı bulanda ...
Bu meşhur Dadaloğlu türküsünde geçen , dördüncü Ordu Müşürü ( Mareşali ) olan Derviş Paşa ile bölgeyi gayet iyi tanıyan Ahmed Cevdet Paşa ordunun başına geçirilir ....
Dağ savaşlarında tecrübeli , Kırım savaşında başarılı olmuş Arnavut ve Çerkezlerden oluşan yedi tabur seçilir ...
Bir süvari alayı , çevre illerden toplanan harici dört tabur , top birlikleri 500 atlı ve Avşarlara düşman aşiretlerden gelen atlıların katılması ile devasa bir ordu hazırlanır ....
Yemen Valisi Ahmet Feyzi Paşa , Gedik Ali Paşa, Ahmet Muhtar Paşa gibi ünü sonradan artacak birçok komutanda görev almıştır bu seferde , günümüzün deyimi ile Şampiyonlar ligi gibi bir kadro ..!
Zannedersin ki İran 'a sefere çıkılıyor ...!
Kılıç , kargı ve basit , bir atımlık tüfekleri olan , ayağı yalın , baldırı çıplak , sırtında doğru dürüst elbisesi bile olmayan bir avuç Türkmen tıpkı yüzyıllar önce Kırşehir Malya ovasında Selçuklu ile cenge tutuşan dedeleri gibi kendi askerleri , kendi yurttaşları ile orantısız bir cenge tutuşuyordu ...
Bu arada 1860 lı yıllarda Kafkas sürgününde canını zor kurtaran Çerkezler Avşarların bulunduğu bölgeye yerleştirilmiş , bunun üzerinede Avşarlara başka yerler gösterilince Avşarlar karşı çıkmışlar ancak Osmanlı 'yı arkasına alan Çerkezler bölgeye yerleşmiştir ...
Dönemin en büyük Avşar sülalesi Kozanoğulları 'dır ve beylerinin ismide Kozanoğlu Yusuf 'tur ....
Dadaloğlu 'nun şu meşhur türküsünde geçen Yusuf ağa ;
Aşağıdan Yusuf Paşam geliyor ,
Düşmanına karşı koyan mert olur ,
Şahin kocasa da vermez avını ,
Aslı kurttur kurt yavrusu kurt olur ...
Küheylanım yedim yedim yederler ,
Olanca malımı talan ederler ,
Heves güves yaptırdığım odalar ,
Korkarım ki düşman konar yurt olur ...
Der Dadaloğu ' m da göründü dağlar ,
Aşiret kavgasını görenler ,
Bre benim öldüğüme gam yemem beyler ,
Korkarım ki zalım düşman üstümüze mert olur ...
Avşarlar devletinin yalnız bıraktığına mı yansın , yıllarca konakladıkları yurtların dışarıdan gelen Çerkezlere geçtiğine mi üzülsün ....
Ezilmişlik , yenilgi ve hayal kırıklığı ...
Bütün bunların üzerinede kolera salgını başlar ve savaşa ara verilir ....
Osmanlı Feke 'ye çekilir , Yusuf Bey Osmanlı geri çekilirken son birkez fırsat bu fırsat deyip saldırıya geçer ama başarısız olur , yakalanıp idam edilir ....
Cenazesi günlerce sokak sokak sürüklenerek gezdirilir ...
Ve bizim Avşarlar sürgüne gönderilir ....
Kalktı göç eyledi Avşar elleri ,
Ağır ağır giden eller bizimdir ,
Arap atlar yakın eder ırağı ,
Yüce dağdan aşan yollar bizimdir ...
Belimizde kılıncımız Kirman ' i
Taşa geçer mızrağımın temreni ,
Hakkımızda devlet etmiş fermanı ,
Ferman padişahın dağlar bizimdir ...
Dadaloğlum yarın kavga kurulur ,
Öter tüfek davlumbazlar vurulur ,
Nice koç yiğitler yere serilir ,
Ölen ölür kalan sağlar bizimdir ....