Bugüne kadar o kadar çok atanmış ve seçilmiş tanıdım.
Bunların içerisinde makamlara renk katanların olduğu gibi.
Makamları renk sizlendirenlerde oldu.
Sizce makamlar mı insana değer katıyor yoksa kişiler mi oturdukları makamı önemli hale getiriyor?
Bazı insanlar makamlarını yüceltir.
Bazı insanları ise makamlar yüceltir.
Eğer bir kişi, o kudretli makamdan ayrıldıktan sonra da aynı ilgiyi görüyorsa, demektir ki, o makama değer katan, o kişidir.
Yok, eğer, o makamdan düştükten sonra, yüzüne bakan yoksa vay onun haline.
Kendi değerini makamların belirlediği insanlar, makamsız kaldıklarında bir başlarına kalırlar.
Zira onlar aynı zamanda makam hastalığı denen bir dertten mustariptirler.
Makamlarını temsil eden yetkileri ellerinde alındığında ya da alınma zorunda kaldıklarında kendilerini yalnız hissederler.
Makamlar geçici oldukları gibi, sanılanın aksine, insanlara değer katmaz. Tam tersi, insanlar makamlara değer katar.
Yönetici bir kral değil bir hizmetkâr olduğunu bilerek hareket ettiğinde üstündür, değerlidir ve anlamlıdır.
Makamlar bir kibir vesilesi değildir.
Atanmışlar herkesten en iyi, en değerli ve en büyük oldukları için atanmıyorlar.
Siyasileri yakınlığından değil mi?
Makamlarda güç alanlar Kendini kral zannedip herkesin artık önünde el pençe divan durması bekliyor.
Her insan kendini beğenir.
Kendini sever.
İnsan olmanın bir gereğidir bu.
Kendini sevmeyen ve kendini beğenmeyen, başkasını da sevip beğenemez.
Normal olanı bu.
Sadece kendini seven ve yalnızca kendini beğenen birinin davranışı.
Bir tür sapmadır.
Bu tür insanlar adeta kendilerine taparlar.
Kendilerini her şeyin merkezine oturturlar.
Bütün başarıların kendileri sayesinde geldiğine inanırlar.
Bütün başarıların da ancak kendileriyle sağlanabileceğini varsayarlar. Süper ego sahibi oldukları için herkesin kendileri karşısında önlerini iliklemesini isterler.
Kendileri konuşurken başkasının konuşmasına tahammül edemezler.
Bu tipler bir kuruma geldiğinde kapıda karşılanmayı beklerler.
Kendilerini üstün görüp kibirlenirler.
Eleştirilmekten hazzetmezler.
Ama başkalarını eleştirip dururlar.
Hiçbir başarısızlığı kendilerinden bilmezler.
Bütün başarısızlıklarına mutlaka bir kılıf bulurlar.
Başarısızlıklarının müsebbibi olarak da hep başkalarını görürler.
Şunu unutmayınız kibir şeytanın vasfıdır.
Geçici dünya hayatının geçici zevklerine kanmayın.
Şunu unutmayalım ki dünya müminin uykusudur.
Ölünce uyanır ve yaşam başlar.
Sınav dünyada biter.
Ahiret sınavında ne makam var ne koltuk, adil bir mahkemenin adil bir hâkimi Allah var.