17 Ağustos 1999 saat tam 03:02’yi gösterirken, Donanma komutanlığının devir teslim törenine müteakip , deprem hiç beklenmedik bir anda çıkıp gelmişti.

Gölcük semaları birkaç saat sonra bilim adamlarının deprem ışıması dedikleri “şey” ile aydınlanmıştı.

Depremin merkez üssü Gölcük’teki askeri üssün tam altıydı.Kimsenin aklına “her sene olan olağan devir teslim töreninde Amerikalı ve İsrailli üst düzey bilim adamlarının orada ne işi vardı” diye sormak gelmiyordu.

Pentagon’dan 1997 yılında yapılan açıklamaya göre ,San Andreas fay hattında meydana gelebilecek büyük depremin Amerikan ekonomisine büyük zarar vereceğini bilen ABD; yer kabuğundaki değişimleri izleyerek daha deprem oluşmadan tektonik katmanlar arasında artan basıncı değişik noktalardan patlatıp boşaltarak büyük depremi küçük depremler haline dönüştürmenin yolunu bulmuştu.

Nikola Tesla tarafından bulunan , düşük frekanslı elektromanyetik ışınımla yüksek enerji nakli tekniğini pentagon basın sözcüsü ABD’nin geliştirdiğini bütün kamuoyuna bir basın toplantısı ile bildirmişti. Amerika daha önce de “HAARP” adıyla depremleri önleyebilecekleri bir proje üzerinde çalıştığını açıklamıştı.

17 Ağustos ve diğer depremlerin Kandilli Rasathanesi’nden önce ABD tarafından ölçülüp açıklanması garip değil mi? Ve gün geldi bu sistem Türkiye’de denenmek istendi.Bölge zaten bu gayeyle yıllardır sismik espiyonaj altındaydı.

Nitekim gelişmeleri dikkatle takip edenler depremden hemen sonra Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) teşebbüsü ile Türk Telekom’un Türkiye’nin sismik bilgilerini Pentagon’a ileten NATO üssünün iletişimini kestiğini hatırlayacaklardır. Ama iş işten geçmişti.

Amerikalıların gayesi Anadolu fay hattındaki deneyden elde edeceği bulguları San Andreas fay hattında uygulamaktı. Bu proje çok yüksek askeri gizlilik taşıdığından yürütme işi İsrailli uzmanlara verilmişti.Gerekli makine ve donanım gizlice denizaltılarca Gölcük üssüne getirilerek yer altı korunaklarına kuruldu.

İsraillilerle Amerikalılar gece şartlarında elektro sismik haberleşme tatbikatı yapacaklardı. Deney başarılı olacağından sonunda kimse normal dışı bir şey olduğunu fark etmeyecekti. Bu gaye ile “Operation Night Hawk” ( Gece Şahini Tatbikatı) saat: 03:00’te başladı ve olan oldu. Hangi komuta kademesi ve kimler bu izni vermişti?İklim silahları konusunda araştırmalar yapan Meteoroloji mühendisi Abdurrahman Düşüngen 4 Ekim 2005’te Tempo dergisindeki yazısında “İklim Silahları Türkiye’de Kullanıldı” diyor. “ Hava Modifikasyonu” denilen şey herhangi bir bölgedeki meteorolojik hadiseyi ya daha da güçlendirmek ya da zayıflatmak şeklinde tarif edilmektedir.Düşüngen, ABD’de gerçekleşen Katrina ve Rita kasırgalarını buna örnek gösteriyor.

“Katrina kasırgası sürekli desteklendi ve yönlendirme yapıldı.New Orleans’la sınırlı bırakıldı. Oysa böyle bir kasırga bu kadar küçük bir bölge ile sınırlı kalmamalıydı. Rita kasırgası ise başta desteklendi, daha sonra dağıtılarak etkisi azaltıldı ve bölgeye yayıldı”