Gündemi değil takip etmek, izlemek bile yoruyor. 
İsrail, Yahudi devleti Müslüman soy kırımı ve zulmü mazlumların üzerinde devam ediyor.
Ülkede ekonomi dar gelirli vatandaşları yoruyor.
Her gün onlarca kadın, erkek cinayetleri, gasp, soygun haberleri sosyal medyada ve televizyon kanlarında, haber programlarında yayınlanıyor.
Bütün bunlar olurken ülkede iktidar, muhalefet atışmaları devam ediyor.
Muhalefet mahalli seçimlerin sarhoşluğunu yaşıyor.
İktidar seçim kaybını yeniden kazanmak için faturayı kesecek il teşkilatını ve başkanları alıyor.
Şimdi AKP İlçe ve İl Kongreleri yapılıyor, genel ve mahalli seçimlerin kaybının aktörlerini aldı bir telaş.
İl başkanları Halkın içinde, halkın yanında gibi resim pozlar veriliyor.
Seçmenle barışık gibi gülüyorlar, yan yanaymış gibi karede poz veriyorlar.
Kaybetmişler gibi bir kenarda durmuyorlar, beni yoruldum demiyorlar.
Seçimlerin faturası iktidara değil il, ilçe teşkilatlarına ve gösterilmiş adaylara kayıyor gibi gözüküyor.
Genel seçimlerde oyunu koruyan cumhurbaşkanı mahalli seçimlerde yaşamış olduğu oy kaybının sorumlularını arıyor.
Erdoğan Tekrar seçilmek istiyorsa, istiyor yeter demiyor bu halktan oy alacaksa öncelikli gündemi halkın derdi ekonomi, huzur ve istikrar.
Daha sonra il, ilçe teşkilatının yenilenmesi gerekiyor denmekte.
İl genelinde bazı isimle dolaşıyor olsa da genel merkezin atamasıyla olacak gibi gözüküyor.
Her zaman İktidar partisinin adayı bol oluyor.
Dünyalık kapılar önüne açılıyor.
İktidarsınız, iktidarın il başkanı olacaksınız, valiye, kurum amirlerine ve ilde davranışınız, yürüyüşünüz, bakışınız farklı olacak.
Protokolde başkansınız yeriniz hazır.
Torpil, iş, aş isteyenler gelecek yanınıza başkanım diyecek.
Gördükleri büyük ilgiden kim AKP il başkanı olmak istemez.
Unuttuğumuz bir şey var aday olmak çok önemli bir iştir.
Sorumluk alacaksın, ahlaklı olacaksın, hak, hukuk diyeceksin, kul hakkında, yetimin malından korkacaksın, gurur, kibir taşımayacaksın, haksızlığın, adaletsizliğin karşısında susmayacaksın, din günü, hesap vaktini hatırlayacaksın. 
Yıllardır böyle adaylara halk hasret kaldı.
Bugün halkın istediği değil genel merkezlerin atadığı geliyor ya da onlar oluyor.
Gerçi arıza sadece illerden değil yukarısı neyse aşağıya doğru eğiliyor.
Bazı tiplerde vardır ki; başkan olamayacağını bile bile aday olur, zira ileriye dönük düşünceleri vardır, nitekim birçok AKP aday kazanamayınca kamuda önemli görevlere getirildiler, teşviklerden faydalandılar. 
Bu Hokka’lar her dönem görülür.
Bir siyasi aday da duymuştum “çok dikkatli ol, ben kusursuzum deme, İnsan kusurlarını öğrenmek isterse ya bir yerden kız isteyecek, ya bir yere aday olacak bak ne kusurlar bulurlar sen bile şaşırırsın, bu millet “Yumurtaya Kulp Takar” demişti.
Siyasete soyunmak, siyasetçi olmak sanılandan daha da zordur.
Gerçi bu güne kadar böyle bir derdim olmadı bundan sonrada hiç olmayacak çok şükür. 
Herkesin kolayca içine sindirebileceği yaşam tarzı değildir.
Halkın ayağına giderek oy için adeta yalvarırlarken, nasıl zorlandıklarına çok yakından şahit oldum.
Gerçi seçim süresince öptükleri elleri unutuyorlar.
Partiler içinde her ne kadar önseçim olmadığı, partililerin dikta ile yönetildiği, Genel Başkanın seçtiklerini halk seçmeyip “tasdik” etse de... 
Parti gönüllülerinin Kendi tercihleri olmasa da partim deyip atanmış ya da, dayatılmış bir adayda bile değişim partilileri mutlu ediyor.