Siyaset alanında halka hizmet etmek için bir anlamda kendi aralarında yarışan partiler ve adaylar, yapılan seçimlerde maksimum seviyede oy oranına ulaşmak isterler ve bunun içinde amaçları, siyasal kampanya döneminde kendilerini halka en iyi şekilde anlatarak halkın seçimlerde kullandığı oyun yönünü kendi lehlerine çevirmektir.

Son yıllarda siyasetin yüzü değişti.

Kim hangi siyasi görüş netleşemiyor.

Masa başı ortaklıklar seçimleri görmüyor.

Görenlerde seçim sonrası ayrı duruyor.

İnsanlar oy vereceği partiye güvenemiyor.

Eskide koalisyon iktidarlarda olurdu.

Bugün koalisyon seçimlerde oluyor.

Ortak seçimlere girenlerin fikir olarak net değiller.

Aynı masa başında, şemsiye altında görüntü verseler de içleri öyle söylemiyor.

CHP çatısı altında aylarca bir araya geldiler toplantı üzerine toplantılar yaptılar.

CHP oyu garanti AK Partiden, sağcılardan, muhafazakârdan, Kürtlerden, Alevilerden nasıl oy alırız diye hayal kurdular.

Geldikleri nokta AK Partinin altında kaldılar.

21 yıllık iktidar partisinin tüm yıpranmalarına rağmen.

Yaşanan tüm olumsuz hadiselere rağmen...

Deprem mi, pandemi mi, ekonomik krizler mi, hayat pahalılığı mı?

Say say bitmez felaketler zincirine rağmen...

Hele ki, dört, beş yavru partiyi de içine alan ve CHP’li Kemal’in başında olduğu partiye, fark atmışken...

Tek başına adam seçmenin yüzde 49,6’inin teveccühüne mazhar olmuş...

Ve bu adama hala da “başarısız diyerek, gülümsetiyorsun Kemal başkan(!)…”

Hadi senin bu tespitine Erdoğan başarısız diyelim...

Seçmen sandıklarda öyle demiyor?

AK Parti ilk kurulduğu gün yüzde otuz dört oy almıştı.

Yirmi bir yıl sonraki seçimde, bir puan artırarak, yüzde otuz beşi aşmıştır.

Peki, sende durum nedir?

O’nu seçmenine nasıl izah edeceksin?

Seçim sonuçları, milletvekili sayısı ve tabi ki, geçmiş seçimlerdeki oyların yüzdelik oranlarını de hele anlat.

Hepsini muhasebe ettiğinde, vaki mi senin başarılı olduğuna dair grafiğin ortaya çıkması!..

Ya da helal olsun, nasıl da AK Parti’yi ve Erdoğan’ı salladı” diyebilmek...

Kaldı ki; tüm koşullar iktidar için, Erdoğan’ın bizatihi kendisine yönelik negatif pozisyon almışken, pozitif ibreler de size odaklanmışken…

Kaldı ki, bu seçimlerin “en başarısızı, en güç kaybını yaşayan, sen ve Partin iken.

Milletvekilini, altılı masada yüzde bir dahi oyu olmayanlara hibe eden kim?..

Seçim sonunda Kılıçdaroğlu için ise risk daha büyük.

Ancak “bahar gelecek” vaadi ve kalp işaretiyle birbirine kaynaşabilmiş birbirine benzemezler koalisyonun adayı.

Yorganın bir tarafı çekildikçe mutlaka birileri üşümeye başlıyor.

DEVA, Gelecek, Saadet CHP’ye hiç oy getirdi mi?

CHP’nin vekil sayısını düşürdü.

Onun için CHP’li Kılıçdaroğlu Dimyat’a giderken pirinç de garanti değil, evdeki bulgur da oldu.

Ama bilmeniz gereken bir gerçek vardır ki!!!…

Bu seçmen, sizin akıl oyunlarınıza yem olacak zekâ kısırı olmadığını gösterdi…

Dün olduğu gibi bugün ve de yarında ki, hiçbir zaman “zekanıza hayran” olup, peşinizden gelmeyecek gibi duruyor.!..

Bu seçim sizin son kozunuz deniyor.