Kamuoyunca pek bilinmeyen Yeniçağ Gazetesinde tefrika halinde yayınlanan Atatürk’ün Halep hatıralarını siz değerli okuyucularımın bilgisine sunmaya devam edeceğim.
Yıldırım Orduları Komutanı, Halep’te savunma düzenini kurma görevini Mustafa Kemal Paşa’ya bırakıp, Adana’ya gitti. Mustafa Kemal bir yandan İngilizlerle, diğer yanımdan Arap silahlı çeteleriyle mücadele etmek zorunda kaldı. Halep’in kuzeyinde bir savunma hattı kurup İngilizleri durdurmayı başardı. 31 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesinden bir gün sonra Yıldırım Ordular Grubu Komutanlığı’na atandı.
Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Birinci Dünya Savaşı sonunda Suriye cephesinde Halep’teki günlerini Yrd. Doç. Dr. Süleyman Hatipoğlu’nun Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi’nde yayınlanan yazısından kaldığımız yerden devam edelim:
Edip Kızıldağlı’nın 1960 yılında Antakya’da yayınlanan Son Haber Gazetesi’ndeki, “Atatürk’ün Halepliler’e Son İhtarı” başlıklı yazısında da; M.Kemal Paşa, Halep’e Arap Devleti tarafından tayin edilen Valiye haber göndererek: Osmanlılar’a ait ne kadar para ve kıymetli evrak varsa derhal teslim edilmesini emretmişti. Vali emrini dinlememiş. Bunun üzerine de M. Kemal ertesi sabah Hükümet Konağına gidip, Vali haşlamış ve ziraat Bankası, Belediye, Maliıe hususi muhasebe kasalarındaki kıymetli evrak ve parayı alarak otele dönmüştü.
Ayrıca Mustafa Kemal Paşa anılarına şunları da eklemiştir. “Ertesi gün yine rahatsız olarak karargahta uzanmış yatıyordum. Bir aralık Halep şehrinin içinde bir ateş koptu; balkona çıkıp sokağa baktım: Herkes heyacan içindedir ve kalabalık otele hucüm halindedir; herkes bana doğru geliyor… Vaziyeti kavradım; kırbacımla evvela otel haricine çıkardım. Alt kattaki taraçaya indiğim vakit, Halep kumandanı heyacandan okuyamadığı raporu bana tevdi etti; sükunetle okudum. Rapordan anlaşılıyordu ki, Halep hucüma maruz kalmıştı.
Bulunduğum otelin kapısından sağa saparak yüründüğü zaman bir dört yol ağzına tesadüf olunur, o noktaya kadar geldim. Bütün yolları tutturmuştum; düşman tayyaresinden atılan bombalara bazı damlardan atılan bombalar inzimam ediyordu. Bu beni güldürdü. Çünkü ben Halep’i muhafaza etmeği düşünüyordum.”
Yine Mustafa Kemal Paşa olayları şöyle nakletmeye devam etmektedir: “Akşam vakti idi; bulunduğum yerden ilerde birçok adamların yere serildiğini görüyordum; bunlar beni yalnız sanarak hucüm eden zavallılardı. Ben halep şehrinde tam deyimiyle bir sokak harbi yönettim. Saldıranlar tamamen yenilmiş ve bozguna uğramış olarak atıldılar ve kovalandılar şehirde duruma tamamen hakim olduk ve sükûnet kuruldu” (Devam Edecek)
ATATÜRK’ÜN HALEP SOKAK MUHAREBELERİ (6)
Burhan Güngör
Yorumlar