Dünya bizler için küçük artık herşeye sahipsiz yada öyle olduğunu düşünüyoruz, fakat bu dünyada ismi küçük kendisi çok ama çok büyük bir garip geldi ve gitti.
Hergün belki de siz Kırşehir sokaklarından gelip geçerken yanınızda idi ve fark etmezdiniz çünkü ismi küçük sizler ise ondan hep “büyük”
Küçük Ata abi bu hayattan göçtü.
Garip bir abiydi.
Dünyada iyilik de onunla öldü.
Belki ardından ağlayanı bile yoktu.
O gerçekten garipti.
Siz tanımazsınız ‘Küçük Ata’ abiyi.
Uzun yıllar gurbet ellerde kalmış, çalışmış nefes almış.
Hollanda sokaklarında gezmiş fabrikalarda çalışmış.
Her genç gibi o da evlenmiş çocukları olmuş.
Daha sonra ata yurdu Kırşehir’e gelmiş bir daha Hollanda’ya hiç dönmemiş.
Hanımı çocukları Hollanda’da kalırken Ata abi ise burada kalmış.
Ben ise Ata abiyi spor salonumuza geldiğinde tanıdım.
İyi ki tanımışım böyle masum temiz yürekli bir abiyi.
Ata abiyi tanıdıktan sonra bozulmuş bir dünyada melek gibi temiz insanlarda varmış dedim.
Adı Küçük olsa da biz onu hep Ata abi olarak bildik tanıdık ve öyle sevdik.
Geçtiğimiz günlerin sabahlardan biriydi.
Sanayide Hüseyin abi ; “Duydun mu Ata ölmüş…” diye verdi acı haberi.
Her ölüm haberinin ardından yaşadığımın biraz farklısını, belki biraz da fazlasını yaşadım, şaştım kaldım.
Ölüm bir gün herkese gelecekti ama işte.
Bizim Ata abi mi?
Diyebildim sadece.
Şimdi bu haberi, dünyamda nereye koyacaktım?
Bilemedim gitti.
Nefsim hoşlanmasa da duyduğum haber, kendi haberimdi aslında.
Ölüm bu işte.
Bıçak gibi keser hayatı orta yerinden tam da.
Bilemiyorum ne demeliyim?
Ölüm davetsiz misafir gibi.
Kapıyı çalmadan gelir.
Gerçekten de Ata abi garipti.
Eşi çocukları olsa da, Ata abi ayrı yaşıyordu.
Gariplerin vefatı da garip oluyor.
O vefatlar ruhumda derin izler bırakıyor.
Hemen Yunus Emre’nin şiirini hatırladım:
Bir garip ölmüş diyeler,
Üç günden sonra duyalar,
Soğuk su ile yuyalar.
Gerçekten Ata abi eli kalbinin üzerinde üç gün olmuş.
Öldüğünü duyan olmamış.
Naaş ı koku içinde imiş onu bulduklarında.
Ben Ata abiyi hep aradım ama açmayınca bazen arıyordum açmazdı yine öyle açmadı demiştim.
Fakat Ata abi emaneti teslim etmiş.
Ahiret yolculuğuna günler öncesi çıkmış.
O yolculuğuna çıkarken son yaptığı küçük atanın yaşam felsefesi idi ;onu bulduklarında sağ eli ve sol elini birleştirip şu yalan dünyada insanları da, acılarını da, dertlerini de kalbine gömmeye çalışırken ölmüş sıkıca tutmuş kalbini ve hiç bırakmamış of ata abi of.
Bir gün elini karın bölgesine götürüp, ağrıdığını söylemişti.
Ata abi bir doktora gitsek dediğimde sıkıntı yok derdi.
Kimseler duymasın der gibi, söyleyişindeki edaya da şaşırmıştım doğrusu.
Harflere sanki hiç basmadan, sessizce konuşurdu.
Hatta konuşmazdı bile.
Mutluymuş gibi anlatırdı halini.
Zarif mi zarif el hareketleriyle.
Çok saygılıydı.
Meşgul etmek istemezdi.
Uzun müddet durmazdı.
Derdini, halini arz eder,
Terme caddesinde sırt çantası omuzunda spor ayakkabısı ayağında ASR Spor Merkezinde çocuklarla Kick boks dersine katılırdı.
Gençlik sporun salonuna gider orada koşardı, antrenmanlara katılırdı.
Osman hocaya yardım eder çocuklarla bir bir ilgilenirdi.
Yüreğinin temizliği yüzüne yansırdı.
Sporcuların saygı duyduğu yürekten sevdikleri Ata hocalarıydı.
Daha sonra Ata abi yamaç paraşüte heves sardı.
Dağlarda uçmayı yükseklerden seyretmeyi kafasına koymuştu.
Kırşehir dağlarında uçtu mu uçtu ama derme çatma bir paraşütle.
Çok defalar dedim abi bu paraşüt tehlikeli, senin ki ise tümden eski, Allah korusun düşüp bir yerlerini kırarsın, yatağa bağlı kalırsın bak kimin kimseden yanında yok dediysem de sıkıntı yok derdi.
Hırsla değil, önüne çıkana tevekkülle razı olurdu.
Başkasının rızkına el atmazdı.
Bunu çok defa müşahede ettim.
Elinde yüz lirası varsa onu paylaşırdı hepsini dağıttığının dahi şahidi oldum.
Abi senin paran hepsi bu neden veriyorsun dediğimde.
Sıkıntı yok derdi.
Yaptığı işe saygı duyardım.
Ata abiyi bu yönüyle hayatımızın bir parçası bildim.
Bastığı yere dikkat ederdi.
Karıncaezmez biriydi.
Kimseye zerrece zararı olmayacak âdemlerden bir âdemdi.
Ölümü biz sevenlerini çok üzdü
Ata abi Ali Çam Camiinde Yakınları tabutun başındaydı ölünce Ata abiye gelmişler gibi duruyorlardı.
Kılınan namazın ardında Kabir’e giderken yaşarken beni hatırlamayan, öldükten sonra hatırlamış ne çıkar?
Der gibiydi.
Ata abinin cenazesi defnedildi.
“İzi bile yok dünyada
Onu aramak beyhude
Ne gezersin bu ovada
Etrafı ağaç dizili
Vücudu toprak sızılı
Taşı küçük Ata yazılı
Bu mezarda bir garip var.”
O mezarda kaldı, bizler de evlerimize döndük.
Anılarımızda kalbimizde hatıralarımızda hep kalacaksın Ata abi