Gündem yine hareketli. 
Halk, art arda gelen zamlarla boğuşurken, öncelikli sorun geçim sıkıntısı varken. 
Euro, dolar, altın, petrol fırlamış; alım gücü düşümde. 
Faizler artıyor, işsizlik büyüyor, emekli gün gün daha fazla sıkışıyor.
Tam da böyle bir atmosferde, İmamoğlu bir kez daha ülkenin gündemine oturdu.
CHP içinde İmamoğlu tartışmaları sürerken muhalefet tarafında önce diploma meselesi gündeme geldi.
Geçtiğimiz günlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın önce diplomasının iptal edilmesi.
Ardından ise şok edici bir gelişme yaşandı: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, gözaltına alındı. 
Türkiye'nin ana gündemi haline gelen bu gelişme, aynı zamanda Kırşehir’in ve birçok şehrin yerel gündemine de oturdu. 
Bu olay, sadece İstanbul'un değil, Türkiye'nin tamamının gündemi oldu. Bu olay, hak, hukuk ve adalet kavramlarının bir kez daha sorgulanmasına yol açarken, toplumun aklını karıştıran bir gündem olarak da değerlendirildi.
Siyasetin gölgesinde kalan adalet algısı, her geçen gün daha da zedeleniyor. 
Hukuk, adalet ve demokrasi bir kez daha sorgulandı. 
Adaletin siyasetin gölgesinde ezildiğini düşünün kesimler, muhalefet partili belediye başkanlarına yönelik baskıların sistematik bir hâl aldığını öne sürüyor. 
Seçim sürecinde dillerden düşmeyen "topal ördek" söylemi, artık gerçeğe dönüşmüş durumda.
Bu gelişmelerin ardından halk sokaklara döküldü. 
Binlerce insan meydanlarda "Hak, hukuk, adalet!" diye haykırdı. Türkiye'nin dört bir yanında protestolar düzenlendi, yurttaşlar bu durumu demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün tehdit altında olması olarak değerlendirdi. 
Bu tepkiler, toplumun vicdanının hâlâ canlı olduğunu gösteriyor.
Ancak asıl soru şudur: 
Bu yaşananlar gerçekten hukuk çerçevesinde mi gerçekleşiyor, yoksa siyasi hesaplaşmanın bir sonucu mu?
Eğer hukuk, herkes için eşit uygulanmazsa adalet mekanizması güvenilirliğini kaybeder. 
Adalet, sadece belli bir kesim için değil, toplumun tümü için işletilmelidir. Bugün İstanbul’da yaşanan bu olay, aslında bütün Türkiye’nin meselesidir. Adalet duygusu zedelenirse, toplumun geleceğe olan inancı da sarsılır.
Unutulmamalıdır ki, devletleri ayakta tutan en temel unsur hukuktur, bağımsız yargıdır, adalettir!
Eğer bunları devlet mekanizmasından çekip alırsanız, ortada sadece kargaşa kalır. 
Hukukun yerini sokak eylemleri alır. 
Toplumun geleceği için, bu sancılı dönemden kurtulmak zorundayız. 
Şiddetle bir bağırsak temizliğine ihtiyaç vardır. 
Bu, özellikle gelecek nesiller için önemlidir!