Dünyadaki Tüm canlılara Hayat veren Güneş Şarkdan doğar asırlar boyu çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapan yaşlı Asya kıtası aynı zamanda Türklerin ana yurdu olduğu Değişik Tarihlerde Üzerinde devletler kurduğu Orhun Abidelerinde ve şanlı tarihimizde altın harflerle yazılıdır.

Oğuz Türkmen Boyları İklim şartlarından batıya göç ederken, iki kola Ayrılarak Karadeniz’in Kuzeyinden gidenler Batı Hun İmparatorluğunun izleri olanlar Kırım, Macaristan, Bulgaristan Finlandiya ile Avrupa’nın içlerine kadar uzanır güneyinden gidenler Kafkasya Hazar havzası horasan ile Anadolu üzerinden Avrupa ve Afrika’nın en uç noktalarına kadar ulaşan Ecdatlarımız gittikleri yerleri sömürü zülüm barbarlık ile dilini dinini yok ederek asimile etmek değil İbnisina’ların, Hoca Ahmet Yesevi’lerin, Ahilerin ruhu ile adaleti ve medeniyeti götürmüşlerdir. O bölgelerde huzur ve refah temin etmişler bizler o bölgelerden çekilmemiz ile beraber balkanlarda ve orta doğuda kan ve gözyaşı dinmemektedir.

Ahiliğin otuz iki felsefesi üzerine kurulan Osmanlı İmparatorluğu ilim bilim sanat ışığı ile gittikleri yerlere han, hamam, köprü, cami, medrese, İmaretler yaparak Viyana kapılarına kadar Balkanları adeta imar ettikleri eserlerimizin birçoğunun yıkım ve tahrip edilmesine rağmen kalanları dimdik ayakta kalarak günümüzde bile insanlığa hizmet etmektedir.

Üç Kıtaya hükmeden Çağ açıp Çağ kapatan Akdeniz’i Osmanlı gölü haline getiren denizlere hâkim olan altı yüz yirmi dört yıl ayakta duran bunun üç yüz yılı süper güç olarak dünyada tek söz sahibi olan bir ecdadın torunlarıyız. Vicdan ve merhamet bu milletin ruhuna işlemiştir. Emperyalist güçler sömürgeleri olan Avusturalya ve Yeni Zelenda’ dan Çanakkale’de bize karşı savaşmak için getirdikleri Anzak askerlerinin annelerinin, o tarihte Gazi Mustafa Kemal uzak diyarlardan buralara getirilen evlatlarınız topraklarımızda bizim Şehitlerimiz ile yatmaktadırlar onlar bizim misafirlerimiz dediği bu tarihi sözü adeta o analarında yüreklerine su serpmiştir ve diyorum ki medeniyetin güneş gibi doğduğu yerden biz Asyalıyız.

BİZ ASYALIYIZ

Atilla’sı Mete’siynen

Altayların ötesiynen,

Çekik gözlü atasıynan,

Gözümüzle Asyalıyız.

Tarihteki Hunlularla,

Sınırımız Çinlilerle,

Macar, Bulgar, Finlilerle,

Tezimizle Asyalıyız.

Orhun’daki yazımızla,

Kopuz denen sazımızla,

Urallarda izimizle,

Tozumuzla Asyalıyız.

Türkistan’da yurdumuz var,

Oğuz, Türkmen ferdimiz var,

Hasiretlik derdimiz var,

Yüzümüzle Asyalıyız.

Bilge Kaan büyükserden,

İbni Sina gibi pirden,

Güneşin doğduğu yerden,

Uzumuzla Asyalıyız.

Sayısızca devlet kuran,

Tarihlere damga vuran,

Eyilmeyip hep dik duran,

Sözümüzle Asyalıyız.

Alparslan’la yollar açan,

Avrupa’ya kadar geçen,

Yesevi’yle ilim saçan,

Yazımızla Asyalıyız.

Alperenle başı çeken,

Kardeşliğe tohum eken,

Her tarafa eser diken,

İzimizle Asyalıyız.

Çağ kapatıp çağ açtıran,

Üç kıtada at koşturan,

Mehter sesiyle coşturan,

Kösümüzle Asyalıyız.

Ayrı ayrı devlet ile,

Tek vücut bir millet ile,

Ne kadar da çeksek çile,

Sızımızla Asyalıyız.

Hazar ile seferiynen,

Paşasıynan neferiynen,

Çanakkale zaferiynen,

Hızımızla Asyalıyız.

İbrahim der özümüzle,

Bala denen kuzumuzla,

Erkeğiyle kızımızla,

Hazımızla Asyalıyız,

Biz varya biz Asyalıyız.