Makamlar ve mevkiler halka hizmet etmek içindir diyenler.
Makamlara geldiklerinde değişirler.
Ceylan derisi koltuklar kurulurlar.
Makamlar mı bunları değiştiriyor yoksa bunlar mı değişiyor.
Dersiniz.
Gücü makamda alanlar değişiyor.
Makamlara güç katanlar değişmiyor.
Koltukta güç alanlar bulunduğunuz makamlar halka hizmet yeri unutmayınız.
Geçmişte topluma tepeden bakanların durduğu yeri biliyor musunuz?
Kabristanlar.
En güzel makam orası unutmayınız.
Seçilmişlere ve İdarecilere düşen görev; makul bir şekilde vatandaşlarla konuşmak ve görev yapmaktır.
Kurum ve kuruluşlardaki makam ve mevkiler halka hizmet amaçlı olmalıdır.
Makam görünce şımaranlar varda.
Para’ görünce şımaranlar yok mu?
Hâlbuki dünyanın bütün altınları, kıymetli eşyaları senin olsa, neye yarar ki?
Ölümü öldürebilirler mi?
Ölümlü satın alabilir mi?
Yâda ölümsüz olma şansları var mı?
Başlarındaki bir tel saçlarının beyazlamasının önüne geçebilirler mi?
Ey makam, para, servet, şöhret görünce şımaranlar; şu hâlde nedir bu havalarınız?
Kendinize geliniz…
Makam, servetinize ve mevkilerinize güvenmeyiniz…
Çünkü o makam, servet ve mevkiler gelip geçicidir…
Dünyanın eğlencesi ve süsü.
Bugün sende yârin bir başkasının elinde.
En fazla otuz hadi emekli olmak istemeyenler için kırk yıl diyelim, bir makamı işgal edebilirsiniz.
İnanın sayılı yıllar çok çabuk geçer.
Bunu boşuna ifade etmemişler.
Otuz yıl bir makamda otursanız bile, birde bakmışsınız ki emeklilik kapınızı çalmış…
Emeklilik nedir ki?
Birde bakmışsınız ki ölüm kapınızı çalmış...
Gelmeyecek gibi sevdiğiniz hayatınızın misafiri kapınızı çalacak.
O güvendiğiniz makamların ve servetinizin size bir faydası olabilir mi?
İsterseniz dünyanın kralı, diktatörü olunuz; bir emrinizle ordular harekete geçebilsin, bir işaretinizle binlercesinin boynu vurulabilsin, neye yarar ki?
Ölümlü dünyada yaşadıktan sonra…
Nice Nemrutlar, firavunlar, şahlar, padişahlar gelip geçti.
Mala, mülke iktidarlara hükmediyorlardı şan, şöhret sahibiydi bunlar.
Ama ölümden kurtulamadılar…
Bugün kemikleri un ufak olmuş…
Nerede servetleri?
Tahtları, sarayları, köşkleri.
Ey havalara giren makam, servet ve mevki sahipleri, neyinize güveniyorsunuz?
Sonuz ölüm değil mi?