Düne kadar beleş yaşıyormuşuz.

Bugünkü zamları görünce.

Her gece ansızın kapıyı çalan fiyatları hissedince.

Fiyat artışlarında durmak bilmeden hızlı devam ederken.

Bir gün öncede depoları fulleyiz gece on ikiden sonar zamlar tabelada dendikçe.

Mazot gaz benzin kuyruğuna giren araç sahiplerini gördükçe.

Gerçekten beleş yaşadığımızın farkına vardık.

Ülke olarak yıllardır sahte bir refah içinde yaşarken bir anda her şey bal kabağına dönüşmedi?

Takke düşüp kel görüldü?

Ardı ardına yapılan zamlara diyecek bir şey bulamıyoruz artık.

Öyle eğleniyor olmalılar ki, biri bitmeden bir tane daha patlatıyorlar. Araban varsa ve yakıt fiyatlarına yapılan bir zammı kaçırırsan ertesi gün diğerini muhakkak yakalıyorsun mesela.

MTV'yi çifter çifter ödüyorsun.

Vergiler boy boy, hangisini ödeyeceğini şaşırıyorsun.

Devlet seni (beni) maaşa bağlayacağına sen devleti maaşa bağlamışsın da haberin yok.

Büyüklerimizin her bir masarifini tıkır tıkır sen (ben) ödüyoruz.

Büyüklerin harcamalarını sev seve ödemekteyiz.

İş yerleri açılmada zamlar konuyor.

Market rafları ona keza.

Arkanı dönerken zammı yapıştırıyorlar.

Dolar ve Euro adeta birbiri ile yarışıyor.

Altın ise tam gaz zirveye gidiyor.

Cebinde TL her gün sabaha eriyor.

Nasılsa sen (ben) maaşını dolarla almıyorsun, o yüzden sana ne dolar artışından güzel kardeşin diyeceğim, diyemiyorum.

Hani gaz bulmuştuk, "açın kombileri"ydi; hani petrol bulmuştuk, doğrudan traktöre konabilecekti; hani "faiz sebep enflasyon netice"li ekonomiydi, hani Nass vardı...

Ekonomi öyle hale geldi ki, toparlamak için can havliyle dün hainlikle suçlanan kişi bugün ekonominin direksiyonuna geçti.

Uzmanlık alanı ekonomi olan şahsa ekonomiden el çektirildi.

Bu uzmanlık sayesinde oluşan obruğun içine düşen ülkeyi kurtarmak için taa ABD'lerden "eğitimli bir Türk kadını" davet edildi.

Kasanın başına kondu.

Onlar da bir baktılar, yara çok ama çok büyük, zam üstüne zam yaparak açığı daraltmaya çalışıyorlar.

Ekonominin patronları zam üstüne zam koydukça biz de gam üstüne gam koyuyoruz.

Bu yolculuğun uzun süreceğini söylüyorlar, "Çile Bülbülüm Çile" diye şakıyoruz.

Hiç şaşırmayın…

Göstere göstere geldi bu günler…

Hiç, biz ne ara bu kadar kötü olduk demeyin…

Hala umut var deniyor kaderci toplumlarda.

Ne diyelim kader utansın.