Hz. Mûsâ insanlık tarihinde hak, adalet ve sağduyuyu temsil eden nübüvvet zincirinin bir halkasını oluştururken.

Firavun, Karun, Hâmân, Bel’am ve taraftarları bunun karşısında yer alan bir zihniyeti temsil etmektedirler.

Firavun, Hâmân, Kârun ve Bel’am; şirkin tüm zamanlardaki amansız temsilcileri ve idarecileridir bunlar her zaman var oldular var olmaya devam ediyorlar.

İktidarlarında, makamlarda güç aldılar.

Makam kibirliyle, kendilerini üstün gördüler.

Ey Makamında güç alıp kendini üstün görenler.

Kim İktidarıyla övünürse Firavuna baksın!

Eski Mısır inancında firavun, yeryüzündeki düzenin muhafaza ve devamından sorumlu olduğu gibi dinî hayatın da en önemli ve yetkili kişisiydi.

Ülkenin bütün mabetlerinde ibadet onun adına yapılıyordu.

Bütün Mısır onundu ve idarî, adlî, askerî ve dinî yetkiler onun elindeydi.

Gerektiğinde yetkilerinin bir kısmını vezirlere bırakıyordu.

Kur’an’da yetmiş dört yerde geçen Firavun.

Hz. Mûsâ’nın karşısında yer alan.

Büyüklük taslayan.

Firavunluğuyla Böbürlenen.

İlâhlık iddiasında bulunacak kadar kendini beğenen.

Hz. Mûsâ’nın ilahına ulaşmak için kuleler yaptıracak kadar taşkınlık gösteren.

Allaha eş ortak koşup Halkını küçümseyip zayıfları ezen, gerçeklere sırt çeviren firavunlaşmışlar hani nerde.

Kendisine secde etmeyenlere ve Hz. Mûsâ’ya inananlara işkence ve zulümler yapmakta zevk alan.

Hz. Musa’nın Rabbine inanıyoruz diyenlerin ellerini, ayaklarını çapraz kesip öldüren zalim iktidarında güç alanların sonu hep aynı.

Firavun ve beraberindekiler denizde boğulmuştur.

“(Ey Firavun!) Senden sonra geleceklere ibret için, bugün senin bedenini (cansız olarak) kurtarıp (sahilde) bir tepeye atacağız. İşte insanlardan birçoğu, hakikaten ayetlerimizden gâfildirler.” Yunus süresi 92

Kim rütbesiyle övünürse Haman’a baksın!

İktidarı-otoriteyi temsil ederler ve bu otoritenin başı Firavun iken, otoriteyi besleyen ve koruyanın başı Hâmân’dır.

Firavun hükümdar iken, Hâmân baş-vezirdir.

İktidar demek, ikisinin birlikteliği demektir.

Bunlar gücü temsil ederler.

Kim malıyla övünürse Karun’a baksın

Kârun, şirkin üçüncü atlısıdır ve Firavun ve Hâmân’ın en büyük destekçisidir.

İş-birliği hâlindedirler.

Zira buna mecburdurlar.

Çünkü sâdece ne otoriteyle, ne kuvvetle, ne de parayla iktidar kurulamaz ve ilahlık yapılamaz.

Firavun ve Hâmân’ın sağladığı uygun ortamda servet-sâhibi olan ve gün geçtikçe servetini arttırarak zenginleşen Kârun ve Karun’lar, kazandıklarıyla iktidarı da desteklemeli ve onlarla iş-birliği hâlinde bulunmalıdırlar

Kim ilmiyle övünürse BELAM’a baksın

Belamlar aşırı yorumlamalarla, dillerini eğip bükerek söyledikleri süslü sözlerle, aldatmalarla halkı kandırırlar ve onları “hak din ”den saptırırlar ve öyle bir zihniyet ortaya çıkarırlar ki, artık insanlar.

Firavun ’un otorite desteği ile şirkin iktidarını yâni şeytanın hâkimiyetini kurarlar ve sürdürürler.

Haman besleyen, koruyan desteği firavun iktidarının hep yanındadır.

Karun’un firavun iktidarına maddî desteği hep vardır.

Belam firavununun yanında dinî taban desteği sağlamaktır.

Bu durum tarihte kalmış bir durum değil günümüzde eksiksiz devam ediyor..

Kim gücüyle, kim otoritesiyle, kim servetiyle, kim ilmiye övünürse bilsin ki hepsinin din günü hiçbir değeri yok.

Şunu çok iyi biliniz ki, Ahirette değeri olmayanlara tapanlar hüsranda.