Eskiden büyüklerimiz belediye başkanı demezler Şehrül -Emin derlermiş.
Seçilmiş Belediye başkanı bir kentin şehri emini olurmuş...
Eskilerde başkan seçildiğinde kentin anahtarı şehri emin olarak belediye başkanlarına teslim edilirmiş...
“Makamlar insanlara değil, insanlar makamlara değer kazandırır” sözü boş değil..
Gerçekten öyle mi dersiniz.
Ben seçilmiş başkanları şehrin emini olarak görmüyorum.
Günümüzde artık belediye başkanlarına şehrin patronu deniliyor.
Belediye başkanı; bir yerleşim yerinde kamusal hizmetlerden sorumlu, seçilmiş en başta gelen kişidir...
Yetkilerine ve işlevlerine baktığımız zaman bunu görebiliriz.
Bu yüzden bu makamı dolduracak kişi diğer toplum fertlerine göre daha farklı özelliklerin olması gereklidir...
Güvenilir insan halk tarafından seçilmiş olduklarından herkesin belediye başkanı olmak ve belediyenin imkânlarını kılı kırk yararak harcayan olmalı.
O yerin güvenilen idarecisi olmak için.
Topluma örnek olacak bir kişiliğe sahip olmalıdır.
Karar alma sürecinde etkili olmalı, geniş görüşlülük sahibi olmalı, azimli, başarılı ve bilgili olmalıdır.
Halkın içinde kalmaya öncelik vermeli, söz ve davranışları ile bunu kuvvetlendirmelidir...
Üreten bir zekâya sahip olmalıdır.
Mevcudu korumak yerine daha ileriye taşımayı amaç edinmelidir.
Hayalleri olmalıdır...
İmarından, turizminden, çöpünden, çevresinden, bünyesinde bulunan şirketlerden ve o yerleşim yerinde yaşayanların refahından v.b şeylerden sorumlu olmalı.
Başkan sözüne sadık olmalıdır.
Belediyenin menfaatleri doğrultusunda diğer kurumlarla ilişkileri en yüksek konuma taşımalı, belediyenin hak ve menfaatlerini korumada azami özeni göstermelidir.
Sadece kendini seçenleri değil, bütün toplumu temsil ettiğinin bilincinde olmalı ve buna göre de hizmetleri yürütmelidir.
Toplumla ilişkilerine özen göstermeli ve bunu topluma hissettirmelidir...
Bu yazmış olduğum özeliklere sahip başkan var mı?
Yâda vardı da seçilmedi mi?
Bugün ülke genelinde o kadar çok seçilmiş başkan var ki.
Bunların genel çoğunluğu hizmet odaklı değil.
Bolca reklam odaklı başkanlar.
Siyasi görüşü olmayan bir başkan yok.
Fakat başkan seçildikten sonra partisinin rozetini yakasından çıkartmalı.
Seçilmiş olduğu şehirde herkesin başkanı olmalı.
Hiç kimseyi ayırt etmemeli.
Desek de bizde öyle mi?
Seçilen başkanlar önce kendi parti rozetlilerine iş aş kapılarını açıyor. Başkanı ve çevresindekiler halkın malı olarak nitelendirdiğimiz gelirini, taşınır veya taşınmazları ile belediye şirketlerini kendi çıkar ve menfaatleri doğrultusunda kullanıyor.
Belediyeden talepte bulunan her kesime eşit yaklaşılmıyor.
Şehrül-Emin yaptığınız şahıslar işin hesabını önce vicdanına, sonra Allah’a sonra şehre ve insanına veren olmalılar değil mi?
Maalesef seçilmiş olanlar bunları unuttular.
Çıkarı menfaati öne aldılar.
Sonuçta seçtiğiniz malzeme bu dostlar.