GÜLE GÜLE GİT PAŞAM

EMANETİN EMİN ELLERDE.

Hain, bölücü, namussuz teröristler tarafından Şehit edilen Kahramanlarımızı saygı ve minnetle anıyorum. Diyorlar ki Şehitlere hakkınızı helal edin. Ne hakkınız var ki helal edeceksiniz. Onlar, o kahramanlar ve gencecik fidanlar bize haklarını helal etsinler. Koruyamadık, yaşatamadık onları. Ruhunuz şad olsun yavrular.

“İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik geçici Mustafa Kemal…

İkinci Mustafa Kemal, onu "ben" kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni yaşam ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasını temsil ediyorum. Benim girişimlerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir.

O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur.”

            Anadolu halkının birlik ve beraberlik ruhunu perçinlemek, direniş ve kurtuluş ruhunu tüm Anadolu’ya yaymak amacıyla, Kurtuluş Mücadelesine önderlik eden Mustafa Kemal Atatürk Heyet-i Temsiliye üyeleri ile birlikte kongreler sürecinin ardından Anadolu’da karargâh olarak seçtikleri Ankara’ya doğru yola çıkarlar ve güzergahta Kırşehir vardır.

KIRŞEHİR; nasıl bir Kırşehir.

Doç. Dr. BENGÜL BOLAT. “MİLLÎ MÜCADELE’YE TAM DESTEK VERMİŞ BİR ŞEHİR: KIRŞEHİR” konulu yazısında bakın Kırşehir’i ve o günleri nasıl anlatmış.

“..Mondros Mütarekesi sonrasında, Anadolu’da işgal edilmemiş yerlerden birisidir Kırşehir. Ancak Anadolu’nun içinde bulunduğu feci durumu gören vatansever aydınların faaliyetleri ile Millî Mücadele’yi destekleyen bir yer olarak geçmiştir tarihimize. Yanı başında bulunan Yozgat’taki ayaklanmaların bu şehre girmesine izin vermeyen vatanseverler yöre halkını da bu bilinçle telkin etmişlerdir.

O günlerde küçük, bakımsız ve son derece fakir olan bu şehir için; Atatürk’ün, Sivas’tan Ankara’ya giderken, Kırşehir’de kalması, buradaki temaslarında yörenin Millî Mücadele taraftarlığını görerek ateşli konuşmalar yapması ve bu konuşmalardaki cümlelerin slogan haline gelmesi büyük gurur kaynağı olmuştur.

Özellikle o dönem Kırşehir’in ilçesi olan Hacıbektaş’taki temaslar son derece önemli olmuştur. Anadolu nüfusu içinde azımsanmayacak bir sayıda olan Alevi ve Bektaşilerin bağlı oldukları Bektaşi Dedesi Cemalettin Çelebi ve Hacıbektaş insanının Millî Mücadele’ye bağlılığı ve cumhuriyet rejimini dahi sezecek ileri görüşlüğü dikkate değerdir. Anadolu’nun birçok bölgesinde olduğu gibi, Kırşehir de tüm yokluklarına, acılarına ve halkının çoğunun cehaletine rağmen, vatan sevgisinin bilincine sahip olmuştur.

Karşı propagandalara ve durumun belirsizliğine rağmen daha en başından Millî Mücadele’nin ve Atatürk’ün yanında durmayı tercih etmiştir. Atatürk için ise daha Millî Mücadele’nin başında Anadolu’nun ücra yerlerinde dahi bu bilinci görmek, son derece sevindirici olmuş ve bu mücadelenin kesin olarak kazanılacağını yönelik inancını arttırmıştır…”

Hacıbektaş'a yaptığı ziyaretin ardından soğuk bir kış günü, 24 Aralık 1919 tarihinde Kırşehir'e gelen Mustafa Kemal Atatürk, şehrin ileri gelenleri tarafından coşkuyla karşılandı.

Yazımın devamını Doç. Dr. BENGÜL BOLAT Hocamdan alıntılar ve bölümler devam etmek istiyorum.

“..Gençler Derneği Umumi Kâtibi Hilmi Nural, o dönem devlet yetkilileri büyük ihtimalle, İstanbul Hükümetinden çekindiklerinden dolayı Mustafa Kemal Paşa ve Heyet-i Temsiliye’yi resmî bir sıfatla karşılayamamışlar, ancak Gençler Derneği’nin bir program yapmasına izin vermişlerdir… Nural, karşılama ile ilgili anılarında, Uzun Çarşı’dan Bedestene kadar olan tüm dükkânları gezerek olacak masraf için para topladıklarını, tüm esnafın seve seve bu parayı verdiklerini ve o zamanın parası 20 lirayı denkleştirip iki kurban aldıklarını anlatmıştır. Çarşıda tellal gezdirerek halka duyuru yapılıp, isteyen kişilerin şehrin girişinde, Kılıççı Köprüsünde, isteyenlerinde, çarşıdaki Kapıcı önünde bulunmalarını anons ettirdiklerini yazmıştır. Resmî olarak karşılama yapamayan belediyenin de bu çalışmalara destek verdiğini belirten Nural, Ortaokul müdürü Ömer Aydın Bey’in, okulunda öğretmen ve öğrencilerini bu karşılamaya getirdiği bilgisini vermiştir…

..Kırşehir’in önemli aydınlarından olan dernek üyesi Cevat Hakkı Tarım’ın hazırladığı nutku, Ortaokul Müdürü Ömer Aydın Bey okumuştur. Çayların içilmesinin ardından Mustafa Kemal Paşa’nın ayağa kalkması üzerine, salonda bulunanların hepsi de ayağa kalkmıştır. Paşa, memleketin durumunu daha etraflıca anlatmış ve son olarak da Türk Milletinin hiçbir zaman esir yaşayamayacağını yinelemiştir. Mustafa Kemal Paşa konuşmasını bitirdikten sonra, derneğin defterine şu notu düşmüştür.

“ Kırşehir Gençlerinin vatanımızda gençliğin kıymetli bir enmuzeci olduklarını isbat edecek efkar-ı metine ve musibe ile mütehalli bulundukları kanaatile vazı imza ederiz. 24. Kanunuevvel 1335. Mustafa Kemal, Hüseyin Rauf, Mazhar Müfit, Ahmet Rüstem, Hakkı Behiç.

..Mustafa Kemal Paşa ve Heyet-i Temsiliye üyeleri için akşam bir fener alayı düzenlenmiştir. Gençler Derneği belediye ve esnaftan temin ettikleri fenerler ve meşaleler hazırlamış ve büyük bir kalabalık ile misafirlerin kaldığı konağın önünde toplanmışlardır. Burada Ömer Aydın Bey son derece duygusal bir konuşma yaparak;

“Muhterem Paşa Hazretleri bizler buraya hem size hürmet ve rabıtamızı arz etmeye geldik, hem de bazı istirhamatta bulunacağız. “Biz şehitlerimize böyle karanlık günleri görmek için mi verdik? Bizi aydınlığa çıkaracak hiç kimsemiz yok mu? Bulunmayacak mı? Muhterem paşam! Milletin bu uğurda bütün ümidi sizdedir.”

Bu duygusal konuşma sonrası Mustafa Kemal Paşa’da Nural’ın ifadesine göre- çok heyecanlanmış ve;

“Müsterih olunuz, bu karanlık günler geçecek ve sabah olacaktır. Bütün dünya biz Türklere karşı birleşip harekete geçse yine inşallah ayakta kalacağız… bilirsiniz büyük vatan şairi Namık Kemal bir şiirinde şöyle demişti;

Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini,

Yok imiş kurtaracak bahtı kara maderini

Ben Kemal de diyorum ki;

Vatanın bağrına düşman dayarsa hançerini,

Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini.

104. yılda büyük ATATÜRK’ÜMÜZÜ coşkuyla karşıladık, gururla misafir ettik. Bugün uğurladık.

Ruhun şad olsun Paşam. Seni ve Milli mücadele kahramanlarını minnet ve şükranla anıyoruz.

Rahat uyu. Emanetin emin ellerde.

Galın sağlıcakla.