Adamın biri “kurban” mevzuunu anlatıyormuş…

"çocuğu olmayan hazreti Davut, Allah'a dua etmiş…

'ya rabbi bana bir kız çocuğu ver, onu sana kurban edeyim' demiş.

Dua tutmuş!

Hz. Davut, kızının adını Ayşe koymuş.

Gel zaman git zaman, çocuğun kurban edileceği zaman gelmiş.

Hazreti Davut kızı yatırmış, tam boğazını kesip kurban edecekken,

Azrail gökten bir keçiyle çıkagelmiş…

'kızı bırak, al bu keçiyi kurban et' demiş"!

Derken bir anda dinleyenlerden biri dayanamamış:

"yahu bunun neresini düzelteyim;

Hazreti Davut değil Hz. İbrahim;

Kız değil erkek;

Ayşe değil İsmail;

Azrail değil Cebrail;

Keçi değil, koç"!

Fakat!

Bu hikâyede düzeltilecek daha çok yanlışlarımız var.

Kırşehir hızla göç veriyor.

Kırşehir nüfus kaybı yaşıyor.

Kırşehir üç vekilden ikiye düşmüş durumda.

Kırşehir’de yatırımcı yok.

Kırşehir’e gelen durmuyor.

Kırşehir yatırımcıya cazip gelmiyor.

Demir yolu derseniz gelmiyor.

Hava alanı deseniz hiç yok.

Çevre yolu tarih oldu.

Seçilmişler ortada yok.

Kırşehir’in seçilmişleri

Belediye başkanı, ilin valisi siyasiler sivil toplum başkanları top yekûn ellerini taşın altına koyup Kırşehir’i hak ettiği noktaya getirmelisiniz.

Top yekûn bir olmalısınız!

Kırşehir’in kalkınmaya ihtiyacı.

Seçilmiş. 

Ticaret Oda başkanı!

Esnaf oda başkanı.

Borsa başkanı

Sanayicisi!

İş adamı!

Esnafı!

Sanatkârı!

Herkes bir olmalı!

Herkes bir olmalı ki bu hikâye Hazreti İbrahim’e kadar değişmeli.

Bizler de bu hikâyeyi Kırşehir için baştanbaşa değiştirmek adına buradan sesleneceğiz.

Seçilmiş olmakla iş bitmiyor.

Seçilmiş olmanız bu ile hizmet sunmanız demektir.

Seçilmiş derken siyasilerden oda başkanlarından hepsinden bahsediyorum.