Anadolu’nun tam bağrında Kırşehir.

Sessiz ve çaresiz.

Sanayisi yok, yatırımcısı gelmiyor gelen, kaçıyor.

Sahiplenen hiç mi hiç yok.

Bozkırın toprağında yaşayan yine bu şehrin sahibi Kırşehir’li.

Kendi gayretleriyle bir şeyler yapmaya çalışıyor.

Hayvancılıkta markayız ama kapasitemizi artıramıyoruz.

Arazilerimiz çok; ekilebilir durumda kıymetini bilemiyoruz.

Şehrimizin etrafı, altı ,üstü sıcak su jeotermal ilgilenen mi, hiç yok.

Yanı başımızda yüksek derecede sıcak sulu termal Kara Kurt kaplıcası âtıl vaziyette her yıl daha da çürüyor.

Ne suyundan ne de kaplıcasından istifade edemiyoruz.

Saydıklarım bir değer olsa da kıymetini bilemedikten sonra ne fayda.

Kırşehir ilimiz jeotermal enerji kaynakları açısından Türkiye’nin en zengin ili olması ile birlikte hayvancılık ve tarım açısından da Türkiye’nin en fazla üretim yapan illeri arasında.

Suyumuz yerin altında bekliyor.

Tarım arazilerimiz ise yerin üstünde bir tek ürünle yeterli görülüyor.

Hayvancılığımız iyi yerde olsa da daha kapasiteli çalışılmıyor.

Kırşehir ilimizin üç önemli değeri olan “tarım” “hayvancılık” ve “Jeotermal Enerji” ye birlikte sahip çıkmamız gerekmektedir.

Diye düşünüyorum.

İlimizin bu üç değeri bizde var.

Yeniden keşfetmemize gerek yok.

İlimizde akıllı seçilmişlere ve atanmışlara ihtiyaç var.

Bunun her ikisi de bizde zor bulunur bunu biliyoruz, pekmezden sizler anladınız.

Bugüne kadar ne Kırşehir aşığı seçilmişlerimiz oldu,

ne de bu ilin atanmışları.

Seçilmişler neyse, atanmışlarda o.

Seçilmişler Kırşehir için kalpleri atan, düşünen, üreten insanlardan olsalardı, ona göre de atanmışlar gelirdi.

Konuyu basın ela alıyor duyan olmuyor.

Kırşehir sahipsiz bir şekilde yine olduğu yerde duruyor.

Jeotermal Enerji’yi sadece elektrik santrallardan ibaret görmemeliyiz.

Şehir ve konut ısıtmasında.

Seracılık, meyve-sebze kurutma tesisleri alanında.

Termal turizm açısından da bu enerji kaynağının şehrimize marka değeri katmasını sağlamalıyız.

Halkımızın hayatına ve ev ekonomisine dokunacak, istihdam yaratacak projelerle jeotermalin anılması için gerekli çabayı göstermeliyiz.

Türkiye jeolojik ve coğrafi konumu itibariyle jeotermal kaynaklar açısından zengin bir konumda olduğu söyleniyor.

Ülkemizin çeşitli bölgelerinde yaklaşık bin beş yüz adet jeotermal kaynak sahaları bulunmaktadır deniyor.

İlimiz bunlardan biri.

Allah Kırşehir’e bu nimetini vermiş ama biz kullanmasını bilmiyoruz.

Ne demiş büyük üstat Neşet Ertaş nimet bol olursa kıymet yok olurmuş bizde de işte böyle yok olan ise şirin Kırşehir’imiz.