Evet, sözün bittiği yerdeyiz.
Her madende ne kadar kâr elde edileceği değil ne kadar az risk ile işin yapılabileceği düşünülmeli.
Bu ülkede en ucuz şeylerden biri de insan hayatı.
Bartın’ın Amasra ilçesindeki maden ocağında meydana gelen patlamada kırk bir maden işçisi hayatını kaybetti.
On bir işçinin ise hastanelerde tedavi gördüğü açıklandı.
Kaderin önüne geçilemiyor ama sorumlulardan hesap sormak bizim elimizde.
Amasra’da kırk bir madenci işçisi sermayenin elinde toprağa gömüldü.
Katil kim?
Allah mı?
Ortaya çıktı ki gözü, cebi, kasası doymaz maden sahibi, madende çalışılması için gerekli önlemleri almış mıydı?
Bunlardan tasarruf etmiş.
Sonuçta derinliklerde patlama kaçınılmaz olmuş.
İhmali olanlar mutlaka hesap vermeli.
Hesap vermeli ki bir daha böyle acılar yaşanmasın.
Desek te her zaman sermaye güçlü çıkıyor.
Yandı çocuklar, söndü ocaklar.
Yetkililer kısa sürede yetişti oraya.
Bu iyi bir şey.
Fakat yetkililer maden ocağı hakkında ‘tehlikeli’ diye rapor yazıldığı günlerde de yetkiliydi.
Keşke o günlerde yetişseydiler.
Amasra “da babası maden ocağında can veren çocuğun yüreğini hangi kömür ısıtır.
Yarın çıkarlar, Madende ölen işçilerimizin ailelerine devlet yardım yapacak derler.
Çünkü paradan başka düşündükleri hiçbir şey yok.
Ocaklardaki problemlerle ilgili sendikaların sesi çıkmıyor.
Daha fazla kar, para hırsı kaza önleyici tedbirlerin alınmasını önlüyor. Uyarılara kulak asılmıyor.
Para yakın çözüm uzak anlayışı toplumu sarmış durumda.
Sermeyenin tedbirsizliğinde ölen insanlara kader deyip üzerleri örtülmemeli.
Emeğiyle geçinen insanların ölümü kader olmamalı.
Son zamanlarda kömüre yapılan zamlar, pahalılık şirketlerin gözünü döndürmüş durumda, daha çok para kazanmanın peşindeler.
Bu sırada işçi sağlığı ve iş güvenliğine kim bakar?
Canın ve emeğin ucuz olduğu, kömürün insanlardan daha değerli olduğu bir ülke olduk”
Suçu kaderciliğe verenler bu ülkede neden tedbirsizliği güncellemiyorlar da hep.
“Kaderin böyleymiş...”
“Alın yazın..”
“Allah kaderini böyle planladı”
“Kader planı bu kazalar..”,
Sermaye ve yandaşları kendi ihmalini gizlemek için her zaman başvurduğu kavramlar bunlar.
Neden hep yoksulların kaderi böyle yazılır da zenginler bundan uzak durur.
Suç her zaman işçidedir.
İşçi olmasaydın, madenci olmasaydın, eğer olduysan Allah’ın planları gereğince ölmeye mahkûmsun!
Çünkü Rabbimiz her şeyden üstün ve azametlidir.
Bazen insan adalet ister bulmayınca.
İşte o zaman da işi Allah'a havale etmek ve: '
Mağrur olma padişahım, senden büyük Allah var!
İnsan yaşadığı ağır veya acı durumlar sonucunda dilinden dökülen bazı yakarışlar vardır.
Allah'a havale etmek de bunlardan birisidir.
Yapacak çok şey yoktur ve sizi üzen kötü insanları Allah'a havale etmek istersiniz.
Allah’ım, bana/bize sen yetersin.
Sen, işlerimizi havale edeceğimiz ne güzel Vekil ne güzel Mevlâ ve ne güzel yardımcısın.' deriz.