HODRİ MEYDAN SEÇİM OLACAK

Altılı masada ses çok görüntü yok.

Çaylar, kahveler pastalar ev sahibinden, bolca sohbetli geçiyor günler.

Ben adayım diyemeyen liderler.

Bırakın bir yıldır flört yapıyorsunuz artık belirleyin adayınızı diyen milyonlarca seçmenler.

Bir yıldır hop oturup hop kalkıyorsunuz diyen iktidar.

Herhangi bir aday konusunda tam net değilsiniz diyen Türkiye.

Altılı masa toplantılarınızda İstanbul belediye başkanı İmam oğlunu gündeme getiriyorsunuz adamı heveslendirdiniz, Umreye gönderdiniz, makyajını değiştirdiniz, rüyalara yatırdınız, hayaller kurdurdunuz sonra bir kenarda sen dur dediniz.

Ankara büyük şehir belediye başkanı Mansur’a sen de ola bilirsin yedeksin bakalım dediniz başkanı umutlandırdınız şimdilik gerek görmediniz.

Mansur kenarda, İmamoğlu beklemekte, liderler masada.

Altılı masada Kılıçdaroğlu ben niye olmayım demekte.

Meralin içinde geçiyor olsa da teklif gelmiyor.

Karamollaoğlu sen çok yaşlısın, Davutoğlu, Babacan ve Uysal sizler kenarda altılı masanın ortağısınız.

Birbirlerine güvensizliklerinden ne yapacaklarını bilmeseler de bu kadar sürede artık bir aday çıkacaktır.

Cumhurbaşkanı açıklamasaydı.

Altılı masa seçim tarihinde yapılmayacak diye iktidar yüklenecekti.

Deprem oldu bunun üzerinde oy peşine düşecekti.

Yok, seçim olmayacak lafları ürettiler.

Milyonlarca insanı etkileyen bu felaketin altında oy devşirme telaşına düştüler.

Seçim ertelenecek dediler.

Cumhurbaşkanı açıklamasını yaptı.

Hodri meydan seçim olacak dedi.

Siz ne durumdasınız hadi adayınız nerde dedi.

Altılı masayı aldı yeniden bir telaş.

"Şunu iyi bilin ki bu millet, inşallah vakti geliyor, 14 Mayıs'ta gereğini yapacaktır.

Asla bu tür kurusıkı atanlara da prim vermeyecektir."

Muhalefet beklemediği anda yakalandı.

Muhalefet, depremin sebep olduğu büyük yıkımın, acıların üzerinden siyasî çıkar hesabı yapacaktı.

Deprem bölgesinde.

Önce "devlet yok" dediler.

Sonra "Asker nerede?" diye tutturdular.

Devlet millet ele ele verince kötü oldular.

Kızılay'ı dillerine doladılar.

En büyük algı operasyonunu ise yalanlarla yaptılar.

Kendini bilim adamı gösteren boş tencere deprem uzmanı profesör bile halkı galeyana getirecek, infiale sebep olacak binlerce yalan uydurdular. Statlara kadar indiler, "Hükümet istifa" provokasyonları devreye girdi.

İşte tam da bu atmosferde, artık hükümetin kendini toparlayamayacağını düşünerek "seçimler ertelenemez" kampanyası başlattılar.

"Devletin ve hükümetin de yıkıntılar altında kalmasını ellerini ovuşturarak beklediler."

Depremin yaralarını sarmakla meşgul Cumhurbaşkanlığı hükümeti, başta Sayın Erdoğan sahada halkla beraberken bu yaygaraya dönüp bakmadılar.

Aslında Erdoğan, seçimlerin erteleneceği imasında bile bulunmadı.

Ama 6'lı masadakiler, "Erdoğan sindi, seçimleri erteleyecek" algısı için çırpınıp durdular.

İşte Erdoğan'ın dün seçimlerin 14 Mayıs'ta yapılacağını açıklaması, tabir caizse 6'lı masadakileri ne yapacaklarını şaşırdılar.

Ne yapsınlar seçimlere şuracıkta ne kaldı.

Altılı aday aramakla yoruldu olacaksa olsun artık derle gibiler.

Masa Tarih yazacak derken tarih mi olacak dersiniz.