Mesaisi Olmayan, herkesi tanıyıp dostu az olan, yirmi dört saat nöbet tutan tek iş.

Çok bilmişlerin, yüksekte gezenlerin, ben bilirim diyenlerin…

Bir araya gelemeyen, birçok cemiyeti olan…

Her gün, her saat haber peşinde koşan, emeğinin hakkını almak için dayak yiyen, dövülen, kovulan, öldürülen meslektir.

Gazetecilik.

Patronu para kazanır, emekçisi karın tokluğuna çalışır.

Halkın içerisinde objektif, doğru haber yapar, eleştiri alır.

Seçilmişine, atanmışına, zengine, hak yiyene, adil olmayana, yanlışsın, yaptığın doğru değil der, tü kaka olur.

Yanlı yazar köşe olur…

Karşı durur itibarsız olur…

Kimi yandaş olur, patron derler.

Kimi karşı olur salaksın derler.

Adaleti üstün tutar, sana mı kaldı derler.

Hakkı önde tutar, gerici olur.

Daha çoğaltacağınız birçok gerekçeleri olan mesleğin adı bugün gazetecilik.

Son yıllarda ekonomik şartlardan dolayı, gazetecilik mesleği tükeniyor diyebiliriz.

Kâğıt zamları, çalışanların ücretleri, hepsi bir maliyet…

Artık eskisi gibi insanlarımız da bayilerden gazete almıyor.

Geçmiş yıllarda insanlarımız sabah erkenden, bakkaldan ekmeğini alırken, işyerlerine giderken, bayiden gazetesini alır, ya da abone olurdu.

Sabah haberlerini okumadan yorum yapılmazdı.

Bugün şartlar değişti iletişim ağları çoğaldı.

İnternet üzerinden istediği gazeteyi, ya da köşe yazılarını okuyabiliyor.

İnternet üzerinden bilgiye ulaşan insanlar artık gazete sayfalarından okumuyor.

Bazı alışkanlıklarını terk edemeyen okuyucular bildiği gazetesinden şaşmayanlar büfelerden gazetesini alıp okuyor.

İnternet dünyası baskılı gazeteciliği ve dergiciliği bitiriyor.

Gazeteci bir şehrin, ülkenin adeta sigortasıdır.

Lakin…

Yılın bir gününde hatırlanan bir sigorta gibi olmamalı…

Her kesimden bolca mesajlar yayınlanır gazetecilik mesleği kutsal denir.

Yemekler verilir, pastalar dağıtılır, çiçekler gönderilir, gazetecilerin günü kutlanır.

Basın içerisinde gerçekten dik duran, doğru haber sunanlar olduğu gibi, yandaş, cep taş gazeteciler yok değil.

Aramızda gazeteciliği değersiz hale getiren çürük elmalar yok mu?

Elbette ki var…

Ama “İstisnalar hiçbir zaman kaideyi bozmaz”

Her alanda olduğu gibi birkaç tane çürük elma…

Yalnız…

Ülkemiz kadar, şehrimiz kadar değerli bir meslekten bahsediyorum.

Dürüst kişilikli basına ihtiyacın olduğu bu günlerde maalesef yok denecek kadar az.

Ahlaklı, erdemli, kalemini satmayan, onun, bunun değil hakkın ve halkın sesi olan gazeteciler özleniyor.

Taraflı değil, tutarlı basın yok oluyor.

İlkeli, duruşu olan, iktidarın ve muhalefetin sesi değil halkın sesi var oldukça.

Basın hür oldukça, haberlerde objektif olacaktır.

Onun için de türlü cefaları çeken bu mesleğin sahipleri tek günde anılmamalı, her zaman takdir edilmelidir.

Hür basının,

Özgür basının,

Ahlaklı,  dürüst, bağımsız,hür, özgür basının her günü kutlu olsun.